Bölüm 93: Uyaran İnsanlar


Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:
Apple iOSAndroidSpotify

OYLAMA

Yemeksepeti sponsorluğunda gerçekleştirdiğimiz ilk bölümümüzde düzeni korumak, kuralları işletebilmek veya insanları kendi hizasına çekebilmek için inisiyatif alıp uyarıda bulunan insanları tartıştık. Sinir bozucu olsalar da bu insanların topluma bir faydası var mı? Cevabı bu bölümde.

15 thoughts on “Bölüm 93: Uyaran İnsanlar”

  1. Kahvaltı sırasında, Ömer’in ”hapşuruk izi” gibi naif bir ifade kullanması beni aşırı mutlu etti şanslıyım. teşekkür etmek için yorumlara girdim. ben bu yorumu yazarken Ömer grammar naziler için aşırı sinirlendi, doğuş’a bağlıyor galiba hayırlısı 😀 bir de yemek sepeti sponsorluğunda eski konukları tekrar ağırlayabilirsiniz, motivasyon artacaktır. hem bahane olur tekrar çağırmak için 😀

    Like

  2. Uyaran insanın üslubu çok önemli. Yüksek sesle, kaba ve nefret söylemleriyle mi yaklaşıyor size, yoksa bir arkadaşınız gibi mi uyarıyor… Bazen uyarma şekli öyle bir tarzda oluyor ki, karşısındakinin yaptığı kabalık çok masum kalıyor. Bu arada Lars von Trier abinin son filmi Jack’in yaptığı ev’i (The House That Jack Built) eğer izlemediyseniz izlemenizi çok isterim. Hatta filmi izler izlemez, o kafayla bir bölüm kaydetmeniz harika olurdu 🙂 En azından film hakkında yorumlarınızı duyabilirsem çok sevinirim. Uyarılarınız için de teşekkür ederim, karşısındakini rencide etmeden uyaran insanlar dünyayı iyiye götürüyor!

    Like

  3. Merhabalar. Hakan olmadan alex çekilmez diye dinlemeye bir süre ara vermiştim. Bu bölümü dinleyinice hakanın olduğu geçen bölümü kaçırdığımı fark ettim. Hoşgeldin Hakan.

    Like

  4. Geçen bölümde yorum yapmamıştım ama Hakan’ın duygusuz olmadığını düşünüyorum.Yanlış hatırlamıyorsam bir bölümde Green kartı olmasina rağmen arkadaşları burada diye kullanmak istemediğini söylemişti. Bence tam duygusal bir hareket bu. Rasyonel olamadığı için rasyonel olmayı övüyor bence. Fazla linç ettiler sanki. Bugunki konuya gelecek olursam en yakın arkadaşım WhatsApp’dan konuşurken bile uyarıyor. Konuştuğumuz konuyu unutuyorum sayesinde. Dili kurallarına göre konuşanlara hayranım ama ben yazarken o kadar dikkatli olamıyorum umursayamıyorum.Ama beni bir gün asacaklar diye korkuyorum 😂

    Like

  5. Selamlar. Çok güzel bölüm olmuş. Sponsorluk da hayırlı olsun.
    İmla hatası uyarmak itici bir şekilde yapılmamalı, tamam. Ama uyarmak da olabilir, neden olmasın. (Tabii argüman üretememiş olmamaktan dolayı değil de) Bir de bence bu bize özel bir şey değil. İngilizce’de bizim ‘de/da’ olayının karşılığı their/there/they’re.
    Tasma’yı tekrar konuk olarak dinlemek isteriz.

    Like

  6. Birgün bitişik yazılır örneğin kendime düzeltme yapayım siz linç etmeden 😂Devrik cümle kuruyorum sürekli bundan yakınan yok onları uyaran bir grup olmadığı için sanırım. Ama bu konuda şimdiye kadar kendime hiç destekçi bulamadım. Keşke bölümde yine Ömer olsaydı destek çıkardı belki.

    Like

  7. Uyaran insanlar sizi sıkıntıya soksa da yardımcı olsa da net alfadır. Bunun top örneğini trabzon havaalanında valizimi beklerken görmüştüm: Adamın biri valizlerin platforma ilk çıktığı yerde bekleyip, gelen her valizi eline alarak havaya kaldırdı ve bu kimin diye bağırdı. Sahibi kendini belli edince de “buyur kardeşim”, “al yenge”, “habunu dayıya uzatın” gibi cümlelerle kendine atadığı görevini harikulade yerine getirdi.

    Like

  8. Selamlar,
    Sizi yeni dinlemeye başladım ve bütün bölümleri bitirmeden yorum yapmak istemedim. Kısmet bu bölümeymiş 🙂
    Bence dilin kullanımı konusunda uyarı yaptığımız kişi ile yakınlığımız önemli. Tanımadığım kişiyi rencide etmemek için uyarmam; ama yazdıklarını gözlerimi kısarak okurum. Konuşmaya başladığımız günden beri her gün pratiğini yaptığımız ender yetilerden biri dili kullanmak. O yüzden “ben mesajlaşırken ilgi zamiri –ki ve bağlaç –ki konusunu düşünmüyorum” gibi bir argüman bana saçma geliyor. Bu durum “ben mantığını anlamadım; benden otomatik olarak çıkmıyor, yazarken öncesinde en az beş dakika düşünmem gerekiyor” demek ile aynı. Keza, fotoğraf yerine resim diyenleri de yakınları uyarsın mesela bir zahmet.
    Arkadaşlarıma ise hiç acımıyorum; benimle yazışırken korkar hale geldiler. Korka korka; korkmadan düzgün yazmayı öğrenecekler. Hatta bu konuda bir arkadaşımıza (avukat) çalışmaya yeni başladığı dönemde, başka bir arkadaşımla Whatsapp grubumuzda sistematik psikolojik şiddet uyguladık. Aradan yıllar geçti ve yazdığı dilekçeler düzeldi diye bize hala teşekkür eder.
    Sonuç olarak; uyaran insanlar kazanacak ve Demet Akalın kaybedecek. Dünya daha iyiye gidecek.
    Benim gibi insanları çok gömdünüz ama ben programınızı çok sevdim 🙂 İyi ki varsınız, kendinize çok iyi bakın !

    Like

    1. 1- konuşma dili ile yazılı dil aynı şey değil, asla da olmaz
      2- polisliğini yaptığınız tdk’ya göre resim fotoğraf anlamına da geliyor

      Like

  9. Ben sürekli bir uyarıcı değilim ama bununla ilgili ilginç bir anım var. Bir kere hastaneye gittiğimde sıra falan yoktu. Orman kanunları geçerli olup saygısız ve kaba insanlar sonradan gelip önceden muayeneye giriyorlardı. Sonra ben olayı ele alıp herkesi bir sıraya soktum. Muayene sırası, sonuç sırası, rapor sırası vs. diye tasnif ettim herkesi, kapı önünde bekleme yapmayalım moduna falan girdim bir ara. Adamın birisi gelip “bizim işimiz acele” diyerek çat diye girmeye çalıştı. Bende sinirli bir şekilde uyardım çünkü düzgün sıra olmadığından 3 saat beklemiştim. Adam bana dönüp “sen buranın biletçi misin kardeşim” dedi. Ben de gülüp “evet burada en uzun süredir bekleyen benim, kıdemliyim” dedim 🙂 adam bozuldu ve o sinirle doktorun odasını kapısını çalmadan girdi. Doktor da sinirlendi haliyle. Ayrıca adam da yanlış yere gelmiş zaten. Doktordan yediği azarla, benden yediği lafla kaldı…

    Like

  10. Kendi akli dengem adina, uyarilarin dunyayi kesinlikle iyiye goturdugune inanmak istiyorum. Ben genelde etik olmayan bisey gordugumde, ya da hayvanlik dedigimiz seyler oldugunda kendimi tutamam ve bisey derim. Bunun nedeni, o hayvanlik yapan insanin benim uyarimdan sonra dusunup ders cikarmasi ve bu hareketini gelecekte duzeltmesi. (Metrobus sirasinda kayniyanlar, en sag seritten sol seride kesen soforler) Soyle bi anektod veriyim. Ben yurtdisinda oturuyorum. Annem beni havalanindan aldi, deli gibi yagmur var. Eski sami yenin orda kilit bi sekilde oturuyoruz. Yan seritteki taksici mahluklu arkadas, bos su sisesini kapiyi acip yolun ortasina cok rahat bi sekilde atiyor… 1-2 saniye dusundukten sonra, kapiyi aciyorum, su sisesini yerden alip, soforun camina 3 kere siseyi vurup “ayip, be ayip” dedikten sonra siril siklam bi sekilde arabaya donuyorum. Annem, “oglum herif sopayla arabadan inse, napican? Kavga mi edicen?” diyor. Burda realiteyle yuzlestikten sonra, gotum biraz atsa da, bu hareketten haz alip dunyayi uyarimla iyiye goturdum demek istiyorum. Eger bunu turkiyede her gun gorsem, ben de malesef herkes gibi bu hareketi yadirgamazdim

    Like

  11. İnternette dolaşırken buldum, adam kendisi anlatmış çiftlik bank macerasını, bence anlatmaya istekli birisi, aynı zamanda antepli. Hem olayı dinleyip hem de yemek turizminden bahsedebilirsiniz, hazır yemek sepeti sponsor olmuş.

    Bu arada bölümde uyaran insanlara bazı yerlerde gereksiz yüklenildiğini düşünüyorum, bence onlar düzenin kölesi değil tersine mazlumun sesiler. Orada hakkı yenen insanın arkasında duran babayiğitler onlar. Böyle insanlarla ilgili nasıl kötü konuşulur anlayamıyorum.

    Like

  12. Geçen gün; Facebookta bi kızın profilinin altına, ”hiç pasta vermiyosun” yazan bir adamın ne dediğini bir müddet anlayamadım. Pasta ile kız arkadaşın arasındaki ilişkiyi çözmeye çalıştım, acaba doğum günü fotoğrafı mı dedim ama yok.. Adam bildiğin pas da vermiyosun yazacakmış. Uyaran insanlar dünyayı iyiye götürüyor. Tıpkı Hakan gibi!

    Like

Leave a comment