Bölüm 95: Ketum Olmak, Vücut Kokuları


Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:
Apple iOSAndroidSpotify

OYLAMA

Atalarımızın sessiz olmak, olur olmadık yerlerde konuşmamak, aklından geçen her şeyi söylememekle ilgili birçok sözü var. Haklılar da. Buna rağmen sık sık heyecanımıza yenik düşüp kendimizi olmadık durumlara düşürüyoruz. Niye böyle yapmamak gerektiğini bölümde uzun uzadıya, hiç sözümüzü sakınmadan, ketum davranmadan konuşuyoruz.

Atasözleri kadar önemli bir başka söz de Kenan Doğulu üstadımızın “vücut iklimimin kimyası” ifadesidir. Üstad burada benim düşündüğüm şeyi mi kastetti bilmiyorum ama vücut iklimimizin kimyasında nasıl bir bozukluk varsa içeri giren içecek, yemek, düz oksijen her ne olursa olsun dışarı çıkarken yanında berbat bir koku getiriyor. Bu bölümümüzde bu olayı da inceliyoruz. İnceldikçe sivriliyoruz.

 

19 thoughts on “Bölüm 95: Ketum Olmak, Vücut Kokuları”

  1. Merhaba Aleks, Selam Hakan,

    94 bölümü art arda dinledikten sonra 95’i bir hafta beklemek kolay değildi ama bitirdim deyip salmadım, yine buradayım (Aleks’e cevaben.) Bir cevap da Hakan’a; bu seneki sevgililer günüm çiçeksiz geçti neyse ki!

    Bakın, geçen bölümde yorumları okurken sorduğunuz soruları açıklıkla cevapladım. Çünkü ketum değilim, ketumlardan hiç hoşlanmam. Özellikle arkadaşlık ilişkilerinde ketumluk=sinsilik bence. Çünkü ketum taraf kendi hakkında bi şey anlatmayıp karşısındakini sürekli konuşturmaya ve paylaşıma yönlendirme eğilimdedir. Ketum olmayan tarafsa anlatır da anlatır. Sonra bi gün bi bakmışsın o anlattıkların aleyhinde önüne serilmiş ama senin elinde dişe dokunur tek bir bilgi yok.

    Romantik ilişkilerdeki ketumlar da karakterlerindeki boşluğu gizem yaparak doldurmaya çalışıyorlar gibi. Bu durumda karşı taraf sabırlıysa ilişkileri uzun ömürlü oluyo, ta ki o ketumluğun ardında sadece bi toz bulutu olduğu anlaşılana kadar.

    Art niyetsiz, düz ketumlar içinse insan ilişkileri zor olmalı. Nihayetinde bu paylaşım çağında, kendine saklama eğiliminde olmak, hakkındaki söylentileri arttırmaktan başka ne işe yarar ki!

    Like

  2. Merhaba,
    Kendi ve yakın çevrenizin deneyimlerini samimi ve esprili bir dille anlattığınız zamanlar program hakikaten çok zevkli ve öğretici oluyor. Çoğu anlattıklarınızla özdeşlik kuruyor ve zaman zaman da farkında olmadığım veya bilmediğim konu/durumlar olduğunu anlıyorum. Yalnız bazen bilimsel/teknik/felsefi gerçekler/doğrular yokmuş gibi konuştuğunuz zamanlarda bu etki yerle bir oluyor. Ketumluğu konuşurken ne yazık ki yine böyle bir durum yaşandı. Alex’in paylaştığı bilimsel bir çalışmaya Hakan’ın tepkisi yakışmadı. Sokaktaki herhangi biri bilimsel yöntemi, bilginin nasıl üretildiğini bilmeyebilir ancak sizler, bizler gibi üniversite okumuş vs insanların bu bilgilere hiç sahip değilmiş, bunlarla hiç karşılaşmamış gibi davranması can sıkıcı çünkü toplumda mevcut cehalet övgüsüne dolaylı da olsa katkı koyuluyor hissediyorum. Bizim sanılarımızın bilimsel/teknik/felsefi gerçekler/doğrular karşısında fazla önemi olmamalı. Bunları yadsıyacaksak aynı yöntemleri kullanmak gerekir. Programlardan önce bazı konularda Alex’in yaptığı gibi çalışmaları tarayarak gelmeniz argümanlarınızı kuvvetlendirmenizi sağlar ve programı daha çekici hale getirir diye düşünüyorum.
    Haftanın konusuna gelirsem, ketum olmak iyidir; (ne kadar becerdiğim tartışılır tabi ama) az laf çok iş.
    Sevgiler…

    Like

  3. Merhabalar.

    Bu koku konusu hatırlamak istemeyeceğim eski anılarımı canlandırdı. Üniversite zamanlarımda ağız kokusuyla en az 3-5 leş sahibi olduğunu tahmin etdiğim bir arkadaşım vardı, ama gel gör ki, arkadaşım insanın suratına konuşmanın müptelasıydı.
    Kendimi koruma amacıyla yanımda, naneli şeker ve ya sakızla dolaşırdım, ve ne zaman bu arkadaşımı görsem sanki kendim istiyormuşcasına hem kendim alır, hem de ona teklif ederdim. Sağ olsun, hiç istememezlik etmemişdi de, üniversite hayatını biraz çekilebilir hale getirmişti.

    Like

  4. merhaba podcastinizi ilk bölümden beri yakip ediyorum..ilk keşfedenlerdenim belki..3-4 arkadaşıma da tavsiye ederek kitlenin büyümesinde katkım oldu..hepsi bana duacı…ketumluk konusunda en kötü örnek abim..kız arkadaşına aile sırlarımızla ilgili herşeyi anlatmış..kız benim donumun markasını bile biliyor gibi geliyor bana.. erkek-kız ilişkilerinde ketum olmak her iki taraf içinde daha pragmatist bir yaklaşım gibi duruyor..vücut kokularını geçtim bir de ev(aile) kokusu vardır..her aile evinin ayrı bir kokusu vardır..sinmiştir duvarlara..

    Like

  5. Merhaba Aleks ve Hakan, öncelikle tum bolumleri bingeleyip haftalik takibe gecen hafta gecmis biri olarak sabirla bekledigimi belirteyim.Dinlemeyi birakmis degiliz. Gereginden fazla ketum olmanin dunyani kotuye goturdugunu dusunuyorum.Size de cok ketum insanlar cok hesapci ve icten pazarlikli gorunmuyolar mi? Yani bir plani kimseye soylememenin arkasinda baskalarinin kendinden once o plani/hayali yapmalarina katlanamamasi yatiyor olabilir. Tabi ki maymun istahliligini terbiye etmeye calisan asgari seviyede ketumlardan bahsetmiyorum. Onu hepimiz yapiyoruz.. Sevgiler..

    Like

  6. (bu yorum uzun olacak sabredin) Yorumuma “merruf” hakkında iki çift laf ederek başlamak istiyorum. kendisiyle hiçbir alakam yoktur ve eğer dinliyorsa kendisi şunu bilsin: taklitler aslını yaşatır(çok cheesy bi laf biliyorum sdasd)
    Ketum olmayı hiç beceremedim muhtemelen de hayatım boyunca beceremeyeceğim. Anca bir gün anlattığım fazla ayrıntılar yüzünden bir insandan kazık yersem o zaman akıllanırım belki 🙂 Beni heyecanlandıran her şeyi başkalarıyla paylaşmak gibi kötü bir huyum var. Yıl 2019 ipod’a heves ettim araştırdım baya sahibinden’de -malum ilk 2. el deneyimim olacak- ama bu süreçte arkadaşların baya bir kafasını şişirdim hangisini alayım, kapasitesi az mı, rengi nasıl, sen olsan hangisini alırdın gibsinden (okb sağolsun) 😀 Ee doğal olarak millet de bir beklenti içerisine girdi bazıları diyor satıcı iyiyse ben de almayı düşünüyorum vs. En son almaya karar verdim. Günler sonra kargo geldi. Paketi açtıktan 3 dk sonra cihazı sıfırlayayım derken usb’yi sıfırlamanın ortasında çıkarıp cihazı bozdum :/ Evi telaştan en az 50 kez turladım, 7 saat boyunca araştırma yaptım çözüm bulmak için ama olmuyor. En son satıcıyı aradım sağolsun yardımcı oldu bana yolla bakayım olmazsa değişirim diye. Sonraki gün bizimkilerle buluşacağım ama içime kurt düştü sonuçta çevremde elektronik ve teknolojiyle arası iyi olarak bilinen biriyim o kadar da cihazı göstereceğim dedim onlara. Nasıl “ben bunu geldiği gibi bozdum” diyeceğim ki amk? Karizma denen bir şey var. Dedim adam sorunu çözüp yeniden gönderene kadar saklayayım bir şekilde. Yapamadım. İyi şaşak geçtiler sağolsunlar 🙂 Sanırsam ketumluk bana göre değil 😀 (bu yorumu yazdığım zaman itibariyle cihaz düzelmiş bu yorumu okuduğunuz bölümü ondan dinleyeceğim sanırsam)

    Vücut kokularıyla alakalı işinize yarayacak bir bilgim var. Zamanında bir haberde görmüştüm. Bir site var. Bu siteye koktuğunu bilmesini istediğiniz kişinin mail adresini yazıyorsunuz ve site de o kişiye koktuğunu söyleyen ve bu sorunu nasıl çözebileceğine dair şeyler içeren bir mail gönderiyor 🙂

    Hakan’ın bebeklerin yüzüne osurmak ve başkalarını götünü koklayarak tanıma gibi olağanüstü fikirleri daha önce nasıl dile getirilmedi anlayamıyorum. Uç fikirleri severim. Böyle devam Hakan.
    Ayrıca tanrının ağız kokusu deyince aklıma direkt Morgan Freeman’ın gelmesi?

    Neyse çok uzadı. Yemeksepeti’ne sevgiler. Beleş tantuniye hayır demem.

    Like

  7. Daha 3-4 bölüm dinledim. Hakan konuştuğunda serdar kuzuloğlu konuşuyormuş sanıyorum. Birkaç bölüm daha dinledikten sonra benzerlik tersine döner diye düşünüyorum. Hakan abi bu ses ve konuşma tarzı benzerliğinin farkında mı?

    Like

  8. her bölüm başında önceki bölümlere gelen yorumlarla ilgili yaptığınız muhabbetler çok tatlı. fakat aleks bunları okurken hakan sürekli “hı, hı” diyor, aleks konuyu bize anlatır gibi yapıp hakana anlatıyor, hakan da konuya katılıyor. yanlış mıyım? bu tavrı çok seviyorum. hakanın ketumluk konusundaki savunmalarına da aynen katılıyorum.

    Like

  9. Birisi tarafından sakız ikram edildiğinde nefesinizin koktuğunu düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız nefesinizi koklamak gibi saçma sapan hareketler sergiliyor musunuz? 😄
    Kokan tüm uzun yol şoförlerine selamlar

    Like

  10. Selamlar cok guzel bolumdu ve ben bir sey eklemek istiyorum: “ketum olunmaz dogulur”.
    Yani etrafinizda kime guvense kazik yediginden yakinarak ‘iste ben de boyle boyle ketum olmayi ogrendim’ diye sigarasindan bir nefes dha ceken losercanlar varsa kisaca boş yapmamasini soyleyebilirsiniz. zira bu tipler uc ay sonra bu ketumluk sozunu unutup yine sagda solda annelerinin kizlik soyadindan baslayarak ne var ne yok paylasmaya devam ederler. bazen cam ustune cam devirirler. bazen kendi dusuncelerini paylasmak isterken olmayacak sirlari acik ederler, insanlar birbirine duser. ne demisler : dil, en keskin kilictir(divani lugatut turk S:454) ve bu yuzden dunya dilini tutmayi ogrenmis, kimseye zarari olmadigi halde hala fesatlikla, sinsilikle suclanan ama dogustan ketum olan guzel insanlar hatrina donmektedir. tesekkurler.

    Like

  11. Aleks sen kimlerle arkadaşsın ? Ne yaptılar sana kardeş ? Koku mevzusunda neden hep kötü kokulardan bahsedildi ? Romantik ilişkilerde sarılıp karşı tarafın kokusunu içine çekmek gibi sapıkça bir olay var halbuki…

    Like

  12. Merhaba genjler ;
    Vücut kokusu kelimesini duyunca bile ta derinlerde hala bir sızı hissediyorum.
    Üniversitede 3. senem falan , yaklaşık bir dönemdir falan aynı odada kalıyorum.Beraber kaldığım kişilerden biri uzaktan da olsa arkadaşım diyebileceğim biri ama diğerleri sadece odada selamlaşıp bazen small talk yaptığım insanlar.Neyse.Sevgilimle bi yerde otururken oda arkadaşımdan bir mesaj geldi ; ” Odaya gelebilir misin müsaitsen , seninle bir şey konuşmak istiyoruz. “.Aha dedim sıçtık , INTERVENTION.Ama konuyu bilmiyorum tabi.Neyse sevgilimle yurda geçtik , o beni dışarda bekliyor.
    Odaya bi girdim kendilerinden emin bir şekilde hoşgeldin dediler ve konuya girdiler ; çok kötü kokuyormuşum , odaya girdiklerinde yatağımdan artık dayanamadıkları bir koku geliyormuş.Ağlamadım ama hayal kırıklığımı gözlerinden görmüşlerdir.Hatırladığım kadarıyla “bunu duymak bir insan için ne kadar zor bir şey farkında mısınız ” falan gibi bir şeyler saçmaladım , ” bizim için de artık bu durum dayanılmaz bir hal aldı ” dediler.Artık dikkat edeceğimi söyledim ; sadece duş almak yetmiyor dediler ( her gün duş aldığımı gördükleri için ).
    Neyse dışarı çıkıp , samimiyetimize de güvenerek , bu durumu sevgilime anlattım.Bu gün olsa ölsem anlatmam , ketumluk ve yalan söylemek forever.
    Birkaç hafta sonra yurt müdürü beni yanına çağırdı ve arkadaşlarımın beni uyarmalarına rağmen bu durumun düzelmediğini , bu yüzden benim odadan gitmemi istediklerini söyledi.Ben bir şey demeye kalmadan , onlara yurtta kalmanın bu tarz sorunlara katlanmak zorunda olmak anlamına geldiğini ve bu durumu benimle çözmeleri gerektiğini falan açıkladığını söyledi.Yurtta çamaşır makinesi olmadığı için , çamaşırcı adamla arkadaş olduklarını ve adamla konuşup benim çamaşırlarımı bedavaya yıkamalarını teklif edebileceğini söyledi.( Hiç de öyle bir şey olmadı bu arada ).Bir iki hafta sonra odadan biri ayrıldı bu arada , hala neden bilmiyorum , benim yüzümden olmayabilir.
    Ben artık daha düzenli çamaşır makinesi kullanmaya başladım.Sevgilimden ayrıldım.Şuan kaç yaşına geldim , kıyafetlerim vücuduma değdiği anda banyoya koşup makineye sıkıştırıyorum.Mesela çorabımı giyip çöp atmaya çıktım ve geri mi geldim , hemen o çorabı dezenfekte etmem lazım.Kıyafetlerim aşınıyor bir süre sonra ahahah.
    Kapanış olarak bütün bu olayları çok daha travmatik yapan bir gerçeği açıklamak istiyorum.
    Ben bir kadınım.
    Sağlıcakla kalın.

    Like

  13. Öncelikle selamlar,
    Size 57. Bölüm olan utangaç insanlar bölümüne denk gelip bir çırpıda (gerektiğinde hızlandırarak) tüm bölümlerinizi dinleyip kısa zamanda yetişmiştim ama yorum yapmak için doğru an bu anmış demek istiyorum ve bitirdikten sonra bırakmaktan çok bir sapık edasıyla dngnin twitter hesabını kontrol eder oldum. Bu bölümün konularına gelecek olursak ketum olamamayı samimiyet olarak atfeden insanlar hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum sanki halihazırda olan bir şey değilmiş de ketum olmayı beceremeyenlerin uydurduğu bir bahaneymiş gibi geliyor. Vücut kokularına gelince de her ailenin kendi içerisinde bi kokusunun olması konusu baya ilginc kullanılan oda kokusundan yumuşatıcıdan bağımsız olmakla birlikte bir aile karakteristiği oluşturuyor sanki

    Like

  14. Ben hayatımda hiç ketum olamamış birisiydim. Herkese her şeyi anlatırdım. Hemen hemen herkes hayatımın detaylarına hakimdi. Sonunda bu beni o kadar yıprattı ki 4 ay önce bir karar alıp kendimi bu konuda eğitmeye başladım.
    Kriter şu; biriyle bir şey paylaşmak istediğinizde durup kendinize şu soruyu soruyorsunuz: “Gerçekten bunu bilmesine gerek var mı?”
    Cevabına göre hareket edince insan ortalama bir ketumluk seviyesine ulaşıyor. Ketumluk iyidir. Ketum kalın…

    Like

  15. İkinize de selamlar,
    Ben sizin tüm bölümlerinizi siz henüz 40 küsürüncü bölümlerinizdeyken bir seferde izledim, şov yapmadım, efendi gibi haftada bir dinlemeye devam ettim.
    Ketum olmak; eğer konu bizim için gerçekten önemli ve yaratılığımızı gösterebileceğimiz bir alansa özellikle yakın arkadaşlara karşı takınılması gereken bir tavır. Uzun zamandır kafamızda kurduğumuz hayallere daldığımız her şeye tek hamlede hiç bir argüman ortaya koymadan “o iş olmaz yaa” diyerek bir çırpıda tüm hevesinizi kırabilir. Amaç hevesi kırmak olmada bile aradaki samimiyet buna neden olur diyelim. Mesela çok da enseye şaplak olmadığın bir insana fikrini sorsan o daha yapıcı eleştirilerde bulunur gibime geliyor. Belki ben insanların düşüncelerinden çok etkilenen bir looserım ama malesef bence durum bu.

    Like

  16. Vücut kokuları konusu üniversite yurdu anılarımı depreştirdi. Bunu bana yaşattığınız için özellikle teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca size iki sorum olacak. İlk olarak İngilizce terminolojiye nasıl bu derece aşinasınız? İkinci sorum ise Aleks’e. Reddit’te hangi subredditleri takip ediyorsun? Önerilere açığım

    Like

  17. Heyooo,

    Koku alamazssan tad da alamazsin Aleks once bunu soylemek istiyorum.
    Hala bolumlerinizi izlemeyi bitiremedim ama Amerikada ingilizce duymaktan hunharca sikilmistim sonra sizi kesvettim. Trenle okula gidip gelirken assiri iyi geliyorsunuz… Dusuncelerinizin 85% katilmiyorum ama yaptiginiz geyik guzel.

    Like

  18. hakan’ın ketumluk ile ilgili yorum yapmasını ilginç buluyorum.

    bunun dışında, kişilikteki boşlukları iyi olduğu gibi kötü dolduran da önemli bir kitle var. bazıları insanları iyilik derecesi olarak %100’den başlatıyor, bazıları ise %30-40’lardan. Kişiye göre çok değişen bir durum bence. Hatta insanların sosyallik seviyelerinde önemli pay sahibi olan bir konu. Öte yandan, insanların daha çok fiziksel boşlukları iyi şekilde doldurduğunu düşünüyorum. Genel olarak güneş gözlüklü insanların göze daha hoş gelmesinin sebeplerinden bir tanesi de bu bence.

    Kokmak ve kokmamak bir temizlik kriteri olarak algılandığı için birine koktuğunu söylemek bu kadar zor geliyor olabilir.

    Like

Leave a comment