Bölüm 120: Hangover, Güvenlik Kontrolleri


Haftalık bölümlere ilave içeriklere ulaşabilmek ve bizi desteklemek isteyenler için: Patreon

Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:
Apple iOSAndroidSpotify

OYLAMA

İçtikten sonra kendinle hesaplaşmak, beyinde dıptıs yapan sıvı, kişiye özel hangover, hangover’a ne iyi gelir, güvenlik aramasında ayakkabı çıkartmak, otorite duygusu, güvende ve ayrıcalıklı hissetmek, “tekrar geçer misiniz” ve çok daha fazlası bu bölümümüzde.

10 thoughts on “Bölüm 120: Hangover, Güvenlik Kontrolleri”

  1. selamlar oncelikle bu havalimani magduriyetini “ama her sey guvenligimiz icin sonucta lutfen onlar da isini yapiyor” demeden, cesurca ortaya koydugunuz icin cok tesekkur ederim. bu konuda doluyum zira kendi yakinlarimdan bile her hakli yakinmamda bu sozu duymaktan cok sıkıldım. neyse, yayinda bahsettiginiz bot cikarma olayini bir kez yasadim. istanbuldan giderken otmeyen ayakkabi, hatay havalimaninda ne hikmetse ottu, cikarip su galoslari giyin dediler ilk defa basima geldigi icin afedersiniz mal gibi kalsam da , bir laf etmedim, prosedur dedim gectim ama koskoca sabiha gokcen’de olmayip hatay’da olan bu ‘hassas’ dedektore bir anlam veremedim.

    diger animda ise sabiha gokcende ikinci kontroldeyim, kendim x-ray’den gectim cantami bekliyorum, ama cantam once gecip sonra geri dondu. ordaki memur durdurdu ve bakiyor. bekliyorum sorsun diye, muhtemelen kirpik kiviriciyi gördü diyorum(daha once sormuslardi bu nedir diye) ama adam asla bir sey sormuyor sadece inanilmaz saskin bir sekilde ekrana bakiyor. sonra baska bir memuru cagirdi ve birlikte bakmaya basladilar, o bir sey soyluyor digeri ona bir sey soyluyor. bir sorun mu var dedim ama beni duyan yok, birbirlerine bakis atip tekrar ekrana bakiyorlar. ayakta olan ekrana dogru egildi, dirsegini masaya yasladi bana bakiyor, sonra ekrana bakiyor.. vs en sonunda sinirlenmeye basladim, arkamda bekleyen insanlar da ‘bu ne tasiyomus ki cantasinda yaa’ bakisiyla beni suzmeye basladi cunku ama hala bir aciklama yoktu. sonra nihayet oturan memur kalkip benim hizama geldi ve kisik bir ses tonuyla “cantanizda bir termos mu var?” dedi. icimden yuh diyerek disimdan evet??? dedim, “acar misiniz bir icini” dedi, evden cikarken aceleden su bile dolduramadigim bombos termosu actim, baktik birlikte, tamam gecebilirsiniz dedi. arkamda bekleyen adam bile sasirip gulmeye basladi ‘bu muymus’ diye. oyle bir tribe soktular mi ortami.. sinirlendigim sey, iki saniyede bana sorarak cozulebilecek bir seyi ekran basinda iki dakika istisare etmesi, yetinemeyip baska birini cagirmasi, bir sure de onun analiz etmesi, en sonunda zahmet edip bana sormayi ve cantayi actirmayi akil etmeleriydi. islerini yine yapsinlar isterse tum cantayi da doktursun ama bu pozlara gelemiyorum iste. bak yine gerildim…….

    Like

  2. Güvenlik kontrollerinin en babası havaalanında değil F tipi cezaevlerindedir. Mahkum/ziyaretçi farketmezsizin. Hatta gardiyanlar bile belirli saat aralıkları ile birbirinin üzerini arar.

    Bununla ilgili komik bir anım vardır. Alışveriş merkezine xraylerin yeni konulduğu zamanlarda cezaevinden yeni çıkmış bir tanıdığımla beraber gittik. Kendisi refkleks olarak saat kemer vs. ne varsa çıkarıp xray bandına koyunca hemen durumu anlayıp uyardım. Xray ekranına bakan güvenliğin yüzünde oluşan ifade hiç aklımdan çıkmaz. Adam ultra şaşırmıştı 🙂

    konuya değinmişken ankara’da metro girişlerinin tümünde ÇALIŞMAYAN xrayler yığılı. plasebo etkisi için koydular herhalde. başka bi açıklaması olamaz.

    Like

  3. Hangover problemi için uygun miktarda, tütün ile karıştırılmış, sömeklerinden arındırılmış, ufalanmış, şapkası yapılmış, çakmakla yakılmaya hazır bir adet sigara günü geçirmeyi kolaylaştırır her zaman. Önceki günden kalırsa tabi. Bu yüzden baş köşenizde daima bulundurun. Bi’ de güvenlik aramaları halısahaya çağrılan kötü oynayan arkadaşı defansa koymak gibi bi şey, var olduğunu biliyosun ama olmasa da olur, hatta son adamsa belki bi şeyler yapar diye düşünüyosun ama neredeyse umutsuz.. İyi sohbetler

    Like

  4. Alex umarım uçağın iyi kontrol edilmemiş teröristler tarafından kaçırılıp afrikanın medeniyet gelmemiş bir yerine inersin. Hakan senden naber? nasıl gidiyo? Kayıpsın bu aralar

    Like

  5. Aleks’in cift turnike hikayesiyle caktigi muthis vole beni eski gunlere goturdu… Mesela eskiden davullarin icine mesale, torpil vesaire konulur stadyuma toptan sokulurdu. Sonra polisler bu konuya uyandilar, arama sirasinda davullari kaldirip sallamaya basladilar… Pankartlari da hem iclerine bir seyler saklanmistir tedirginligiyle hem de siyasi icerik falan kontrol etmek icin stat girislerinde actirmaya basladilar… Yalniz uzun zaman bu aramalar pek bir sey degistirmedi, yani muhtelif takimlarin radikal-fanatik unsurlari bir taskinlik yapmak istediklerinde hep yaptilar; siradan taraftar da Aleks gibi ellendigiyle kaldi. Sayisiz ornek var tabi; ama mesela Fenerbahceli Rambo Okan’in Sami Yen’e geceden girip ertesi gun elinde bicakla sahaya dalisini hatirlarsiniz. Bu ve bunun gibi olaylar oyle surup giderdi, ne zaman ki sporda siddet yasasi cikti ve mesale yakanlar, kavga cikaranlar falan kameralarla tespit edilmeye baslandi, o zaman bu kural tanimazliklar ciddi derecede azaldi. Devletin (esasinda siyasi sebeplerle) tribun liderlerini baski altina almasi da bunda etken oldu. Yani kisacasi spor sahalarindaki aramalar dunyayi hicbir yere goturmuyor… Diger yandan iki defa gectigimiz havaalani aramalari yersiz olsa da cantamizda laptop varsa aslanlar gibi cikariyoruz tabi… Ucakta patlayip olmek istemiyorum.

    Like

  6. Ben de bir keresinde tt arenaya girerken şöyle bi olay yaşamıştım. Polis üstümü kontrol ediyordu, çakmağı cebimde unutmuşum, al şunu çantana koy zorla aldıracaksın diye geri vermişti. Alex’in dediği gibi bu işlerin tamamen yapılmak için yapıldığını o an gözlerimle görmüştüm.

    Like

  7. Hangover olmaktan daha çok canımı sıkan bir şey varsa o da hangover olunca “içkiyi biraktim”, “bir daha içeni bilmem n’apsinlar” benzeri beyanda bulunanlar.
    Daha önce de akşamdan kaldin, yine içtin, yine kalacaksın yine içeceksin bu kadar, kasma kendini, kandırma kendini. Germe beni. Çocuk defilsin, büyü biraz.
    Hakan evet, haklısın ayran diye bir şey olmasaydi nasil kendime gelirdim bilmiyorum ve bir de leş kıymalı börek, en yağlısından.

    Like

  8. Aleks’in çift turnike hikayesinin tebessüm ettirdiğinin söylemeden edemeyeceğim. Benzer bi şeyi Avni Aker’de yaşamıştım ki bilenler bilir Avni Aker’deki Fenerbahçe maçlarında sahaya tuğla falan atılmışlığı var ki bu da bu işin ne kadar özensiz yapıldığını gösteriyor. Özenilmeksizin yapılan güvenlik kontrolü dünyayı kötüye götürüyor; olayların önüne geçmediği gibi vaktimizden çalıyor.

    Like

  9. An itibariyle günceli yakalamış bulunuyorum.. Artık yorum yapabilirim:) 2019 Haziranında podcaste başladığımda 2017 bölümlerinin güncellikten uzak olduğu endişesi vardı ama muhabbetiniz zaman ve mekandan münezzeh..Şu an günceli yakalamanın verdiği boşluk hissi var.. Haftada 1 olunca.. Küçükken Salı günlerini Şampiyonlar Ligi için iple çekerdik şimdi artık DNG Podcast için çekiyoruz..Seviyoruz:)

    Like

Leave a comment