Bölüm 121: Uçak Karşıtı Çevreciler


Haftalık bölümlere ilave içeriklere ulaşabilmek ve bizi desteklemek isteyenler için: Patreon

Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:
Apple iOSAndroidSpotify

OYLAMA

 

Greta Thunberg ve ailesi, flight shaming, uçağa binmenin değeri, teknolojik gelişim-doğa dengesi, faturanın tüketiciye kesilmesi, doğa için rüşvet, torununun torununu düşünmek ve çok daha fazlası bu bölümde.

26 thoughts on “Bölüm 121: Uçak Karşıtı Çevreciler”

  1. Ekoloji krizi ile ilgili bildiğiniz her şey yanlış, dolayısıyla doğru bir akıl yürütme yapamıyorsunuz.

    Zaten insanın kullandığı teknolojik aletler çevreye zarar veriyor ve insanın her edimi doğa üzerinde hakimiyet kurmaya odaklı demişsiniz.
    Bahsettiğiniz görüş anthropocentrism olarak geçiyor. insanmerkezcilik. Son yıllarda doğa dahil her şey insan içindir görüşünden yavaş yavaş vazgeçiliyor. Aslında bu işin bir happy mediumu var. Hem doğaya zarar vermeden, hem teknolojiyi terk edip ilkel bir şekilde yaşamadan devam edebiliriz.
    Kullandığımız teknolojik aletler çevreye zararlı argümanı hakkında; elektrikli aletlerin enerji verimliliği günden güne artıyor ve elektrik üretme süreci (termik santraller hariç) çevreye sandığınız kadar zarar vermiyor. Fransa elektrik enerjisinin büyük kısmını nükleer enerjiden elde ediyor. HES soytarılıklarına gerek yok yani her koşulda. Elektrikli aletler geliştirilmeli, toplu taşıma güçlendirilmeli en önce. Elektrik doğaya diğer enerji kaynaklarından daha az zarar vererek üretilebilir ancak elektriğin depolanması sorunu var. Bataryalar, aküler çağın enerji ihtiyacını karşılayacak kadar gelişmiş değiller. Zizek çevrecilik konusunda bazı temel yaklaşımların tanımını yapıyor:

    1- Basit cehalet. Uğraşmaya değmez, doğa kendisine bakar, hayat devam ediyor.
    2- Bilim ve teknoloji bizi kurtaracak. Podcastte uçakların teknolojik gelişmelerle birlikte daha çevreci olabileceğinden bahsediyordunuz. Bu tek başına yeterli bir şey olamaz. Bilim ve teknoloji gelişerek karbon salınımını azaltacak optimizasyonlara ön ayak olabilir, ancak bunun net bir ekoloji politikasıyla ve vatandaş bilinciyle desteklenmeden yapılması anlam taşımıyor.
    3- Para odaklı çözüm. Uçaklara ek vergi getirilmesinden veya 10 lira yerine 12 lira verilip uçak firmasının bir ağaç dikmesinden (ağaç dikince her şey çözülüyor sanki) bahsettiniz. Böyle bir düzenleme sadece zenginlerin parasını vererek doğayı kirletebileceği bir ortam oluşturur. ABD’de tartışma konusu olan karbon vergisi (salınıma göre vergi ödenmesi) çözüm olamaz. Bununla ilgili Zizek’in Starbucks örneği var. 7 liralık kahveyi 8 liraya alıp o 1 liranın da Guatemalalı çocuklara gitmesi kahve endüstrisinin acımasızlığını değiştirmiyor, hatta ve hatta bunu sürdürülebilir hale getiriyor. Aynı örnek uçaklar için de geçerli.
    4- Kişisel sorumluluklar. Ekoloji krizinin çözümünü, nedeni olan dev şirketler ve onların sadık koruyucuları siyasilerdense kişilere yüklemek. Aleks bundan rahatsızdı. Kişisel sorumluluklar bir süperego baskısı yerine içten gelen bir şey olmadıkça çözüm sunamaz. Neden her şeyi biz yapıyoruz diye haklı, ancak cevabı olan bir sorunuz vardı. Çünkü dünyada en çok tüketen sınıf orta sınıf. Çünkü tüketimin dayandığı şey bizim gibi insanlar. Sizin de dediğiniz gibi Asya’da kırsalda yaşayan milyarlarca insan değil. Aslında ekoloji krizinin kısa yoldan çözümü siyasidir. Ama siyaseti çözüme zorlamak için kitlesel olarak onları zorlamamız gerekiyor. Zorlamayınca akıllarına çevre gelmiyor çünkü büyük şirketlerin çıkarlarını savunmakla çok meşguller.
    5- Geleneksel yaşama dönüş. Doğayı katlettik, mahvettik. Öyleyse eskisi gibi doğa ile iç içe yaşayalım. Bu da ilkelci ve radikal bir görüş.

    Ekoloji krizini ve göçmen krizini (İsveç’teki mültecilerden bahsettiniz) siyasi krizden ayrı düşününce akıl yürütmesi yapamıyorsun, akıl tutulması yaşıyorsun. Bu 49 dakikalık acı verici podcast bölümünde olduğu gibi. Ekoloji krizinin siyasi boyutu küresel şirketler, aşırı tüketim ve üretim, deniz aşırı ticaret ve seyahatin aslında kapitalizme içkin olması, kapitalizmin çevreye verdiği zararın artık geri dönülemez boyutlara ulaşması ve dünyayı yok olmanın eşiğine götürmesi yatıyor kısaca. Göçmen krizi ise süper güçlerin insanların YAŞADIĞI topraklarda sırf çıkar uğruna savaş çıkartması, diğer ülkeleri sömürerek insanların vatanlarını yaşanmaz hale getirmesi (sadece bombalar değil, işsizlik, düşük ücretler ve açlık da yaşamanın önünde engel) şeklinde özetlenebilir. Bunların ortak noktaları kapitalizm karşıtlığı. Siyasi bir pozisyonla birleşmediği zaman kendi başına liberal ahlak olarak kalıyor böyle şeyler.

    Uçağa binmenin büyük konforundan bahsetmişsiniz de bu çıkarımı daha önce otobüsle/arabayla gittiği bir yere uçakla gitmiş her insan yapabilir. Söylenmesi gülünç kaçan bir şey bu. Uçak karşıtlığının temel motivasyonu küresel yaşamanın (ve dolayısıyla küresel tüketimin) sorgulanmaya açılması. Çok hızlı yaşıyoruz günümüzde. Sabah Paris’te kahvaltı edip akşam New York’ta yemek yiyebiliriz. Bunu yaparken doğayı mahvederiz. Daha yavaş bir yaşam tarzını benimsemeliyiz. Yerel ölçekte yaşamaktan ve daha az tüketmekten bahsediyorum sadece. Bu kısımlar tartışmaya açık. Eğer hızlı yaşam tarzının dünyayı iyiye götürmediğini düşünenlerdenseniz tartışılıp mutabakata varılır bu konuda. Günümüzde hiçbir görüşten önünüze “ahan da doğru budur, ya bunu yap ya da gtfo” demesini bekleyemezsiniz. O çağda yaşamıyoruz.

    Biraz sakin olun diyorsunuz. Bu lafınız aklımda. Eğer 2050’de hala üzerinde yaşanabilecek bir dünya olursa tekrar konuşuruz sakin olmak mı gerek diye.
    Kimlik kasmak dediniz çevrecilik için. Ekoloji krizi sol siyasi duruşun ayaklarından birisidir. Eğer siyasetten bağımsız bir ekoloji politikası savunuluyorsa evet, haklısınız. Ancak öbür türlüsü için doğru bir ifade olmaz.
    Konuyu Greta’nın annesi ile bağdaştırmaya çalışmanız olayı sinik orta sınıfların idrak etmesi için patolojize etmeye çalışmaktı. Kesinlikle katılmıyorum. Konu Greta Thunberg değil, konu onun savunduğu görüş.
    Evimiz yanabilir, yanacak sanki gibi bir benzetme yaptınız. İklim değişikliğinin aşması gereken en önemli engel bu. İnsanlar bugüne kadar hep felaketlerin bir anda olup bittiğini düşündüler. Ancak öyle olmuyor. 200 yıllık bir fenomenden bahsediyoruz. O zaman ciddiye alınmıyor. Somut bir şey görmek istiyor insanlar. O somut göstergeleri gördüğümüzde her şey için çok geç olacak.
    Bölümü kapatırken “bunları yaptığım için dünya 150 sene sonra yok olacaksa olsun” dedi Aleks. Sinizmi bu kadar kısa yoldan tanımlayamazdım.

    Like

  2. Merhaba, ben iki hafta once sizi iklim krizini tartismaya cagiran dinleyiciyim. Sizi uzun zamandir zevkle dinliyorum. Bu cagrida bulunurken sizin daha donanimli bireyler oldugunuzu dusunmustum. Bence iklim krizi ve gundelik hayata cesitli uygulamalarin nasil gecirilebilecegi boyle ortamlarda konusulmali. Fakat siz cok yuzeysel bir arastirma yapip, konuyu sadece dalga gecmeye indirgeme yolunu sectiniz. Eger biraz detayli arastirma yapsaydiniz Greta’nin bile yelkenliden karaya adim attiginda ‘tabi ki herkesin okyanusu yelkenliyle gecmesini beklemiyorum’ dedigini ogrenmis olurdunuz mesela. Yukaridaki arkadasin detayli anlatimini okuyarak belki biraz bilgi edinebilirsiniz. Cagrimdan dolayi pismanim. Lutfen bir daha iklim krizi gibi ‘dolgun’ konular konusmayin.

    Like

  3. 121 bölümün büyük çoğunluğunu çıkar çıkmaz dinlemiş bir takipçiniz olarak, bu bölümü dinlerken türkçe rap konulu olandan bile daha çok zorlandım. Sizin gibi, “bizden” diyebileceğimiz, okumuş etmiş, yurtdışı görmüş, açık görüşlü insanların bile iklim krizi hakkında bu tip fikirleri varsa kapatıp gidelim cidden. Yontulmamış keresteleri ikna edelim derken sırtımızdan vuruluyoruz şaka gibi.

    Hani dinleyici sayımızı artırmaya oynuyoruz ondan kasmıyoruz deyin rahatlayalım. Türkçe rap, netflix, tinder falan devam hiç girmeyin bu toplara.

    Like

  4. Hakan o kadar Aspergerli dedi ki ne olduğunu bilmediğimden en başta İsveç’in bir köyü zannetmiştim. Google’a Asperger yazınca gördüğüm ilk şey, Aspergerlilerin özellikleri: “Çevreye duyarsız olmak” Bu bile gretanın nasıl bir elon musk projesi olduğunu gösteriyor.

    son olarak söylemek isterim ki: dünyayı değiştirmeye kendimizi değiştirmekle değil zenginleri öldürmekle başlamalıyız.

    Like

    1. Size gereğinden fazla yüklenmiş sevgili dinleyiciler diye düşünüyorum. Evet iklim değişikliği, küresel ısınma bizi, yaşayanları, yaşayacak olanları, canlıları, suyu, toprağı etkiliyor hepimiz biliyor görüyor öğreniyoruz. Galadriel’in de dediği gibi the world is changed, i feel it in the water, i feel it in the earth. I smell it in the air. Much that once was is lost; for none now live who remember it.

      Fakat gün içinde veya arkadaşlarımızla sohbet ederken “dünya yanıyor hepimiz ölücez dünya yok oluyor!!” gibi haberleri sürekli görüyoruz. Salın da şurada 1 saat keyifli bi şey dinleyelim. Böyle bir programda ana haber sunar gibi “Grönland’a plastik yağmış, buzullar erimiş Hollanda sular altında kalıcakmış karbon emisyonunun kişi başına düşen miktarı şu kadarmış” mı desin adamlar. Zaten hakanla Alex de demedi ki dünyanın anasını sikelim.

      Like

  5. Kardes devrim yapip sirketlere regulasyon cikariyorabiliyorsan eyvallah biz de destekliyoruz oy veriyoruz zaten bunun icin sirketleri de bastiralim. Ama zaten sirkete regulasyonlari cikarinca milletin daha az ucmasi gerekecek cunku daha pahali olacak. Istedigimiz buysa simdiden az ucalim iste tutarlilik bunu gerektirir. Yok oyle topu en buyuk hedefe atip sorumluluktan kacmak.

    Like

  6. Genel kabul görmüş konuları dalga geçerek aslında öyle olmadığını anlatmanızı seviyorum fakat bu sefer sıçmışsınız. Genelde bir şeyler okuyup gelir orada burada şöyle okudum falan diye anlatırdınız. Bu seferse gretanın asperger sendromu olduğu dışında bir bilginiz yok gibi. Kozun amacı sizin anlattıklarınız doğrultusunda artık sadece zincirin son halkası tüketiciye bu işin bağlanmaması ve asıl seslendiği kişiler politikacılar yani teoride iklim krizinde asıl büyük pay sahibi olan fabrikaları denetleyecek mekanizmalar oluşturabilecek kurum. Bu yüzden okula gitmeme eylemini de parlamento önünde yapıyor. Annesine gelince dinlerken eğlensem de greta sadece annesinden etkilenmiyor başka toplantılara da gidiyor, insanlarla konuşuyor ve kendi başına başlamadan önce kendi yaşıtlarına beraber yapmayı teklif ediyor fakat kimse katılmıyor. Yani planlı bir durum söz konusu. Ve bazı raporlar etkilerin 30 yıl sonra döndürülemeyecek seviyeye geleceğini söylüyor. 150 yol öncesi 1800ler olabilir fakat 30 yıl öncesi 1989 idi. Sadece kendimiz için değil her dakikada bilmem kaç tane yok olan canlılar için de düşünelim ve kendi başımız aksiyona geçmemek için çok sebebimiz varsa bile daha büyük değişimler hedefleyen insanları da oturduğumuz yerden eleştirmeyelim lütfen.

    Like

  7. Bunca hararetli yorumların üstüne bunu yazmaya çekindim ama…
    Epeydir soru-cevap bölümü yapmadınız, eminim kafasında benimki gibi pek çok intense sorular barındıran dinleyiciler de vardır. Hakana son hangoverda nerede uyandın, Alekse hangi şarapla hangi peynir gider tadında ultra delüks sorular yanıt bulsun diye bu işe önayak olmaya karar verdim.

    Yaparsanız sevinirim

    Like

  8. Uçuş karşıtı çevreciler dünyayı hiçbir yere götürmüyor çünkü uçuş karşıtlığının realitede uygulanabilir yanı yok!

    Greta Thunberg’in de iklim krizine dikkat çekmek için değil uçma fobisi yüzünden Amerika’ya yelkenliyle gitmiş olması bana daha inandırıcı geliyor. Ayrıca Greta’dan bahsedip, onun Türkiye şubesi Atlas Sarrafoğlu’nun adını anmamanız üzdü.

    Like

  9. Arkadaş! millet ne yorumlar yazmış yok basite indirmişsiniz yok boş teneke gibi tıngırdamışsınız falan.. Zaten hayatta her şey yeterince ciddi bırakın da biraz dalga geçelim kardeşim. Beklentiniz nedir yani? Hakan tutup da iki kelime iklim değişikliği ile ilgili ciddi bir laf etse ozon tabakası üzerine alıp delinmekten vaz mı geçecek? Adamlar muhabbet ediyor biz de dinleyip eğleniyoruz işte. Duyar yapmayın, bu podcast duyarsız hava alanı projesini desteklemektedir…

    Like

      1. hahahahahaha nickine acayip güldüm süpersin 😀 ee o zaman duyar isteyen de gitsin Climate zirvesini dinlesin napalım :dd

        Like

  10. Safsatalarınıza doyamadık. “Savaşta çocuklar ölürken…” argumanını kullandınız moruk yuh artık. Bunu savunanlar çocuklar ölürken evcil hayvan sahiplerini, hayvanseverleri taşlıyorlar, onlara harcadığınız masraflarları insanlar için yapsanız kaç kisinin hayatı kurtulur diye haberin olsun Alex. Kötü bölümdü. Konu sıkıntısı yasıyorsanız yardımcı olalım. İyi yayınlar.

    Like

  11. Greta’nın BM zirvesi’ndeki konuşmasını yeni gördüm. Böyle çarlar max TedX Doğa College’da konuşturulmalı. İsveçli küçük samimiyetsiz Sunay Akın. Ayrıca 18 yaşın altına fazla PR yasaklanmalı, ebeveynlerin böylesine hirslisi da çöpe atılmalı.

    Like

  12. Adamlar kastığınız duyar götünüze girsin diye 1 hafta erteledi yeni bölümü. Kafanıza sıçım. Bilgi edinmeyi çok istiyosan git belgesel izle haber izle ne işin var burda

    Like

  13. Burada duyar kasan insanlar biraz da gerçek hayatta dünyayı kurtarmak adına neler yaptıklarını anlatsalar çok daha iyi olabilirdi.Yani hepimizin yapabileceği şeyler sınırlı ve bilindik.Kasmayın bu kadar.Neyse Aleks ve Hakan ikinizi de çok seviyorum.Sizi yeni yeni dinlemeye başladım ve programınız çok eğlenceli siz de öyle.

    Like

  14. Sevgili Aleks ve Hakan, Elon Musk hakkında konuştuğunuz bölümü dinledim ve söylediğin argümanlara başta katılıyordum fakat sonra aklıma Steve Jobs geldi. Steve Jobs’ın da kariyerinde büyük inişleri, çıkışları oldu. Elon ile karşılaştırırsan, Jobs, takıntılı ve toplumun sıkıntılı diyebileceğimiz türde bir adam. Söylediği sözler ve röportajlarda da zaman zaman gerçeği çarpıtarak reklam yapardı. Jobs Apple’dan kovuldu, NeXT’i kurdu, tekrar Apple’a dönüp NeXT’i satın aldırdı, NeXT’de başarılı bir şirket değildi esasında. O zamanlarda şirketlerde aldığı kararlar gerçekten çok eleştiri alıyordu. Ama gerçek vizyoner ve devrimci dediğimiz adamlar zaten böyle uçuk hayallerle yola çıkıp, herkese rağmen başarıp sonra tarihe geçiyorlar. Şimdi baktığımızda Jobs’ın insanlığa kattıkları olmasa bu seviyede olamayabilirdik. Bu dünyaya bakış açıları farklı olduğu için ondan nefret etmen bence saçma. Herkesin senin ahlak algına uymalarını bekleyemezsin. Uzun oldu ama son olarak Amerika’nın Elon’a destek vermesi Jobs gibi bir vizyoner ve yönetici doğması hayali olabilir. Bill Gates’i de övmüşsünüz ama Bill Gates’te harbiden bir bok değil onu söyleyeyim ama onu da anlatmaya kalkarsam daha da uzar, kısaca Bill Gates hırsızdır.

    Like

  15. Yorum yapmayali yillar olmus. Ama sizleri eksiksiz her sali dinlemeye devam. Ferrum nerelerde? Ondan da ses cikmiyor. Bi de Dişil size küstü mü? En son Hakan onun kendini üstün gördüğüne dair biseyler demisti. O gunden sonra  konuk olmadigi icin boyle bir kani olustu bende. Aydinlatiniz  lutfen sevgili dunyanereyegidiyor.com. Behzat Ç. dizisini izlemeye basladim. Izlemeyenler icin Harun diye bir karakter var. Kendi kizkardesinin sevgilisi ile gorusmesine dahi izin vermezken, sevgilisi ile ayni evde kaliyor. Dizide bu konu akici bir sekilde islenirken senaristlere icten ice kiziyordum ama sonradan dusundum. Senarist sadece gercegi yaziyor. Cogunlugun oldugu bir karakteri betimliyor. Yani demem o ki evet dedikleriniz dogru degil ama gercek. Size yorum yazan insanlar dogrulari yaziyorlar ama gercekte hepimiz mangalciyiz.

    Like

  16. Sizi uzun zamandır dinliyorum ve şunu söylemeliyim ki o yaklaşık 50 dk-1 saatlik sürem daima Hakan’a hak verme,Hakan’ı onaylama şeklinde geçiyor. İnsanların buraya attığı yorumlardan en şaşırdıklarım Hakan’a katılmamalarını geçtim Hakan’ı bu kadar tuhaf ve olağandışı bulmaları oluyor. Hakan’a hak verenler net bir şekilde dünyayı iyiye götürüyor !

    Like

Leave a comment