Bölüm 124: Eleştirmenler, Düzenli Alışkanlıklar


Haftalık bölümlere ilave içeriklere ulaşabilmek ve bizi desteklemek isteyenler için: Patreon

Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:
Apple iOSAndroidSpotify

OYLAMA

Eleştirmenler üretmeli mi,objektif eleştiri, acımasızca laf sokmak, Metascore, eleştirmenlerin göt kalkıklığı, rutinler sıkıcı mıdır, boş zamanının bir kısmını düzenlemek, bir şeyi her gün yapmak ve çok daha fazlası bu bölümümüzde.

10 thoughts on “Bölüm 124: Eleştirmenler, Düzenli Alışkanlıklar”

  1. Oyunlar hakkında bilgim muazzam ama programa çıkacak kadar özgüven ve kendimi ifade etme potansiyelim yok maalesef. Rutinlerle ilgili kesinlikle katılıyorum. Misal askerlikde düşünmeden sadece verilen emirleri yapmak beni öyle rahat hissettiriyordu ki hiç düşünmeye gerek yok, ne yapılması gerekiyorsa rutin bir şekilde söyleneni yap ohh ne rahat. Bence disiplin ve rutin hepimizin hayatına uygulamak istediği ama başaramadığı iki güzel erdem.

    Like

  2. Kişiliğim sürekli beni düzenli yaşama ve plan-program yapmaya yönlendiriyor ama yine üşenip boş yapıyorum,bu disipline girmemek için random takılıp daha başarılı olabilme düşüncesi beynimi sürekli tetikliyor.
    (Geçen bölümdeki yorumum da dinleyicilerin ve sizin kulağınızı siktiğim için özür diliyorum,çok dikkat edemiyorum bu da aynı şekilde rahatsız edecekse OKUNMASIN.)

    Like

  3. düzenli alışkanlık kişinin bakışına göre değişiyor. zorla yapıyorsan eziyete dönüşüyor, hevesle yapıyorsan da keyife dönebiliyor. eleştirmenlere gelirsek, tadını kaçırmadıkları sürece faydalı geliyor bana. insani boyutlarda eleştiri iyidir de, ekşisözlük de ki her boku beğenmeyen timi gibi her halta çamur atanlar elbette dünyayı kötüye götürür

    Like

  4. İlk defa iki konu anketine de ne yönde oy vereceğimi bilemedim.

    Bir yandan düzenli alışkanlıkların insanın ruh sağlığını koruması için faydalı olduğunu, hayatının zor ve karmaşık dönemlerinde kişiyi ayakta tutanın rutinler olduğunu düşünüyorum. Diğer yandan uzun süre bir düzeni tutturarak yaşamanın da can sıkıntısına, ardından bunalıma sebep olduğunu ve üretkenliği körelttiğine inanıyorum. Bu konuda Aleks gibi kafam karışık yani…

    Eleştirmenlik konusunda ise, bir 10 yıldır falan Atilla Dorsay’ın adını duymamıştım, hatırlattığı için Hakan’a teşekkürler 🙂 İnternetle birlikte Atilla Dorsay gibilerin devri sona erdi bence. Ancak eleştirmenlerin yerini kullanıcıların yorumları ve paylaştıkları deneyimlerin alması, böylece genelin beğenisinin geçerli hale gelmesi, özellikle sanatsal arzda kalitenin artmasını mı teşvik ediyor, tersine içeriği vasatlaştırıyor mu, tartışılır!

    Like

  5. İş okul gibi zorunlukla gelen düzen haricindeki insanın kendisini zorla alıştırmaya çalıştığı düzenlilik kadar sınırlayıcı ve heves kaçırıcı bir durum göremiyorum. Bırak saati saatine bir plan yapmayı, bundan sonra şu gün şunu yapıcam demek bile bende nefessizlik hissi uyandırıyor. Genel olarak dağınık bir insanım ve zamanımı değerlendirme açısından da düzenli olamam. Biraz keyfime düşkünümdür belki ondandır bilemem ama keyfim o an ne istiyorsa onu yapayım, dünyaya bir kez daha mı geleceğim.

    Like

  6. selam aleks,

    hatirlar misin bilmem, yaslilari itin gotune soktugun icin burada seni insan yerine koyup uzun uzun aciklama yapmistim. hah iste o commentimden sonraki bir bolumu dinledim. NE VAR LA SAKA YAPIYOZ EGLENIYOZ NE VAR YANI SEN ANLAMAMISSIN KI seviyesindeki rezzalet savunmani yarisina kadar falan dinledim, kapattim. o zamandan beri de sirf senin sikik argumanlarini duymamak icin podcasti dinlemiyorum. eminim cok uzulmussundur hihihi.
    simdi podcastin bu bolumu onume dustu de girip bakayim dedim. hala ayni tas ayni hamam.
    yorumlarda gazoza ilac atma uzmani diye nicki olan biri var. senin kitle bu iste.
    PODCASTLERIN EKSI SOZLUGUSUNUZ tebrikler gercekten.

    sevgiler,
    killjoy

    ps. hakan selam, seni seviyoruz.

    Like

  7. Konu önerisi: Big Brain Energy
    Geçen bir bölümde konu olan BDE’nin bir diğer versiyonu. Bilmiyorum var mı böyle birşey ama yoksada ben bulmuş olayım.
    Açıklamak gerekirse zeki taklidi yapıp etrafını geren ve bunu zıttı gerçekten zeki olup etrafına güven veren iki insan tipi var. İkincisi BBE’ye sahip. Müthiş teorimi burada ucu açık bırakıyorum. Devamını ve detayını Alex ve Hakan’nın hakkını vererek tamamlayacaklarına inanıyorum.

    Like

  8. Konu Önerisi: Soğuk ya da kötü esprilere ayıp olmasın diye gülmek dünyayı nereye götürüyor? Gülmeyip ayı ayı bakmak da pek iyi değil bence, sizler ne düşünüyorsunuz?

    Like

  9. Açıkçası düzenli olmak evet iyidir ama fazla düzenli oluncada rutinleşiyor her şey. Çok sevdiğin bir muzikten tekrar tekrar dinledikten sonra sıkılmaya benziyor. İlk aşamalarda iyi ama sonraki aşamalarda kötü.

    Eleştirmenler hakkında da şunu söylemek gerek (kitaplar hakkında). O kadar dandik kitaplar var ki anlatamam. Küzenim şu instagram fenomeni olan – Çağrı Taner midir nedir- onun kitabını almış. İsminde minak panda gibi bir şeydi. Yani bu kitabı eleştirmenler olsaydı çıkaramazdı. Sosyal medyada duyulmuş lafları saçma bir hikaye eşliğinde başmış. Eleştirmenler iyiye götürüyor.

    Bide bölümlerin tamamını bitirdim. Artık doyasıya yorum yazabilirim. Seviliyosunuz.

    Like

Leave a comment