Bölüm 212: Özür Dilemek

Haftalık bölümleri canlı ve görüntülü izlemek, ilave içeriklere ulaşabilmek ve bizi desteklemek isteyenler için: Patreon

Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:
Apple iOSAndroidSpotify

OYLAMA

“Özür dilemek erdemliktir”, özür af farkı, farklı özür ifadeleri, haklı olmak, iyi bir özür nasıl olmalı, samimiyet sınavı, özür dilememe sebepleri, özrün gücü, özrü kabahatinden beter olanlar ve çok daha fazlası bu bölümümüzde.

9 thoughts on “Bölüm 212: Özür Dilemek”

  1. Bölümü dinledikten sonra gaza gelip kız arkadaşımla yaşadığım ufak bir tartışmanın akabinde son derece samimi ve kısa özrümün kabul görmemesine, olması gerekenden fazla yükseldiğim için tartışma arşa çıktı ve nihayetinde, çok daha fazla özür dilemem gerekti. Sizlere çamaşırhaneci oktaydan daha büyük bir bela okuduğumu ve bölümün başına “Evde denemeyin” ibaresini getirtmek için de gerekli mercilere başvuruda bulunduğumu belirtmek isterim. Zira romantik ilişkilerde, ben ufak bir hata yaptım ve özrümü diledim, kabul edip etmemesi ona kaldı gibi bir şeyin pek mümkün olmadığını düşünüyorum; o özrü s*ke s*ke kabul edilecek bir formda etmek zorundasınız. Aksi takdirde ödenecek bedele hazırlıklı olmak gerekiyor.

    Ayrıca da Aleks’in “doğru özür” anlayışına, bugün gerçekleşen olay tam bir örnek oldu sanırım. Fırat Tanış’ın sikko tiyatro duyarına Ekrem Başkan’dan son derece nahif bir özür geldi ve konu tatlıya bağlandı. Halbuki cevap, Osman Baydemir tonlamasıyla koca bir “hasssssssiktir” olmalıydı. Aleks’in önerisi, ben ve Hakan gibi kaostan beslenen insanları mutsuz edecek bir öneri maalesef.

    Like

  2. Ah Aleks bu kulaklar ne özürler duydu… Amiyane tabirle söylemek gerekirse bu cümle yalama olmuş durumda, çok ciddiye almamak gerek diyorum ve noktayı koyuyorum. Özürlerin daha detaylı içeriği için rakılı bir bölüm gelmesi şart. Senin için özel olarak viski ayarlayacağım Hakan. Umarım viskiyi balsız tercih ediyorsundur çünkü ben varken bala ihtiyacın olacağını sanmıyorum.

    Bu arada Elon Musk bölümü için bana bir özür borçlusun Aleks. Hiç düşünmüyor musun Lina Hakan’a Elon Musk aracılığıyla nasıl yürüyebilir diye? Bölümleri ucunu Hakan’a bağlayabileceğim şekilde seçerseniz sevinirim. Elon Musk’tan nefret etmek için bir sebep daha.

    Like

  3. Genel olarak dünyayı iyiye götürdüğünü düşünüyorum hatta kişisel deneyimlerim sayesinde hayatımdaki anlaşmazlıkları ve tartışmaları neredeyse yok etme yeteneği kazandıran davranış olarak tanımlayabilirim. Mesela ne zaman biriyle ciddi bir tartışmaya girsem işin sonundaki özür faslını hissedip tartışmayı tehlikeli yerlere gitmeden sonlandırmaya çalışıyorum. Özür gerektiren bir durum oluşmaması için özen göstermenin, özür dilemekten daha makul olduğuna inanıyorum. Çünkü senin özür dileyerek kastettiğini farklı yorumlanıyor. Neden dilediğini iyi ifade etsen bile özür dileme girişiminde bulunduğun an karşı taraf yavaş yavaş tacını taktığını, ortamdaki hiyerarşinin değiştiğini sana hissettiyor. Galiba Hakanın dediği gibi orman kanunlarının hakim olduğu bir lokasyondan yazıyorum bunu.

    Like

  4. Aleksin ‘doğru’ dilenmeyen özürlerden bahsettiği kısımda kütüphanede işte bu diye çığlık attım. Kütüphanedeki herkesten özür diliyorum. Ek olarak, bazı insanlar özür dilerken sorumluluğu o kadar çok dışsallaştırıyorlar ki, özrün ruhunda olması gereken pişmanlık ve aynı hatanın tekrarlanmayacağı kararlığından eser kalmıyor. Yani, fazla agresif bir çıkış yapan bir kişinin özür dilerken ya o gün şunlar şunlar başıma geldi o yüzden çok sinirliydim özür dilerim demesini anlayabilirim de bir sürü insan özür dilerken ‘bu benim karakter özelliğim zaten ne yapayım’ diyerek Nejat işler gibi dolaşıyor ortalıkta. E o zaman nerde kaldı sorumlu hissetme hali sen zaten çoktan teslim olmuşsun karakterine… Yani özür dilerken aslında dediği ‘ben buyum ve ara ara bunları yaparım haberin olsun beni böyle kabul et’. . Bu insanlara cevabım kocaman bir ‘HAYIR KABUL ETMİYORUM’ Özür dilerim ama ben böyle şeyleri kabul edemeyen bir insanım ne yapayım kbbbb

    Like

  5. selam aleks ve hakan yine uzun uzun düşündüren bir bölümdü bu. özür dileyenin tavrına ve kişisine göre dünyayı nereye götürdüğü değişir. Ama sanırım ben iyiye götürdüğü tarafındayım. bu arada sizinle vakit geçirmek gercekten keyifli olurdu, iyi ki varsınız. sohbetiniz giderek ilginç hale geliyor. filmlerdeki karakter gelişimini takip eder gibi dinliyorum sizi. öpüyorum

    Like

  6. İnandırıcı gelmeyebilir ama 19 yaşıma kadar hiç küfür etmedim.
    Okulda gömleğini son düğmesine kadar ilikleyen,itilip kakılan,aslında eğlenceli olan ama sürekli dışlanan bir tiptim neyse ki sıkı çalışarak istediğim liseyi kazandım ve bitirdim bu eziyeti.Bu kuralcılığımın bu mükemmelliyetçiliğimin başıma açmadığı iş kalmamıştır.Lisede hastanede staj yaparken ilk günlerimde birinin asıl ismini söylemeyip başka isim söyledim diye karşımdaki kişiden hunharca özür dilemiştim.Hemşire de bana “Sen böyle her şeye özür dilersen seni çok ezerler,özür dilemeyi bırak” demişti.Bu olayın üstünden 4 sene geçti ve ben artık kuyruğumu daha dik tutuyorum.Hatalıysam özür dilerim ama birden fazla kez özürümü dile getirmem,kararı karşıya bırakırım.Hatta daha çok hatalı değilsem özür dilerim ki karşımdaki kişi hem hatasız olduğumu hem de özür dilediğimi görüp mahçup hissetsin.Kibarsak güçsüz değiliz!

    (Bu arada Hakan rüyamda bana sarılıyordun❤️)

    Like

  7. Özür dilemek üzerine bu kadar konuşup kraliçemiz Deniz Seki’nin o efsanevi şarkısından bahsetmemiş olmanız gerçekten dev bir kayıp. Bakın kraliçem ne demiş:

    ‘Eğer bir gün fark etmeden, istemeden seni kırdıysam
    Özrün efendisi en yakınım olur, diler yoluma devam ederim.’

    Ayrıca allasen yarım yamalak kadın hareketi şöyle yapıyor böyle yapıyor gibi saçma sapan şeyler söyleyip durmayın, dinleyiciler olarak da bizim de asabımız bir yere kadar. Kimse kusura bakmasın, herkes ayağını denk alacak!

    Like

  8. Sizi dinlediğim zamanlarda eşim olur da sizi duyarsa ne konuştuğunuza bakmaksızın ‘İbrahim Saraçoğlu’nu mu dinliyorsun’ der, durur. Hakan’ın ses tonunu İbrahim Saraçoğlu’nun sesine çok benzetiyor. Bugün bunu artık sizinle paylaşmak istedim. Selamlar.

    Like

Leave a comment