Haftalık bölümleri canlı ve görüntülü izlemek, ilave içeriklere ulaşabilmek ve bizi desteklemek isteyenler için: Patreon
Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:
Apple iOS, Android, Spotify
OYLAMA
Tarif vs reçete, iyi tarif nasıl olur, ölçü problemi, alabildiği kadar un ve dolu yemek kaşığı, tariften hep aynı sonucu almak, tasty, yemek tarifi veren kişiler ve influencerlar, tutmayan tarifte kim suçlanır ve çok daha fazlası bu bölümümüzde.
Dünya Nereye Gidiyor? 
Aleks öyle bir güldü ki bir yerde (18.30) ben durduğum yerde mutlu oldum. Yemek tarifleri dünyayı iyiye götürüyor bence. Evde bazen kendimi şımartmak için, egomu tatmin etmek için Beef Wellington tarzı zor yemekleri yapmayı deniyorum ve tarife uyarak yaptığında aşırı güzel bir şey ortaya çıkıyor, bunu ben nasıl yaptım ya tarzı cümleler ile kendimi onore ediyorum. Biraz guilty pleasure demek yanlış olmaz ama bu zor yemekler için, gidip de makarna tarifine bakıp yaparsam bu kadar zevk vermez. Tarifleri mükemmeliyetten bir adım uzaktan tutan olay ölçü meselesi bence, onu da uluslararası ölçü birimi tarzında oturtabilirsek yemek tariflerinin kötü bir yanı kalmıyor. Youtube tarifleri için de arasında çok iyi olanları var Nino’s Home gibi (Aleks kesinlikle bakmanı öneriyorum belki biliyosundur) Yavaş, yüksek kaliteli, rahatlatıcı bir şekilde yapıyor yemekleri, Suat Durmuş’tan sonra iyi gelir. Refika’da bu hayatı yaşayanlar derneği başkanı gibi size katılıyorum o konuda. Binge’de de 45.Bölüm Müzik Festivallerindeyim, Aleks’in tavsiyesine uymaya devam ediyorum. İyi Haftalarr.
LikeLike
denemeeee
LikeLike
herkese merhaba. aleks çok haklı. tepeleme yemek kaşığı o kadar kötü bir ölçü ki. o kaşığı ben öyle bi doldurabilirim ki adeta üzerinde bir un kulesi dikilmiş gibi olur. mutfak terazim yok. kendimce makul olmaya çalışıyorum ama her zaman başarılı olduğum söylenemez. bir de yemek yapmak için tariften daha önemli bi faktör var. insanın oturmuş bir mutfağı olmalı. gerekli ekipmana sahip olmalısın ve bunların nasıl çalıştığını, ne noktalarda kapris yaptığını, zayıf ve güçlü yönlerini bilmelisin. ben en çok golü burada yiyorum. yeni evimdeki elektrikli ocak beni her gün ters köşe yapıyor. çok güzel bi bölümdü. sevgiler
LikeLike
Bugün elmalı tarçınlı kek yaparken sizin bölümü dinledim. Tüm gün evde yapacak hiçbir şey olmadığı ve dışarı çıkacak arkadaşım da olmadığı için günümün yarısını yemek/tatlı yaparak geçiriyorum. Özellikle pratik tariflerle kafayı bozdum, instagramı bu sebeple kullanıyorum. Tartım olmadığı için gram belirtenlere sövüyorum ve 10 saniyelik tarif videolarından başa sara sara 1 saatimi aldığı ve sonuç asla gösterildiği gibi olmadığı için uzak duruyorum. Genelde miktarları kendim ayarlarım bazen elime ne geçtiyse bızztlayıp fırına atarım. Kalkıp yapmasam bile tarif videolarını izlemeye saatlerimi harcayabilirim. Ama bilen bilir ki eşini benzerini hiçbir yerde bulamayacağın en güzel tarif pardon reçete, dolapta bir kutunun içinde kırışık duran eski notlardadır. Keyif aldığım bir bölümdü, sevgiler.
LikeLike
Gerçekten harika bir konu bu tarifleri verenleri allah kahretsin ilk seferde asla doğru şeyi yapamıyorum illa bi kendim denicem eklicem çıkarıcam öyle oluyor bi de sürekli fazladan yumurta sayısı veriyolar ne zaman tarifteki kadar kırsam leş gibi yumurta kokuyor ben yiyemem zaten çöpe gidiyo direkt yazık. Bence de gramajlı verilmeli her şey, mükemmel tarifi yapmak istemesem kendim de uydururdum bir şeyler ne anlamı kaldı o zaman. Bir de ben ne zaman diyete başlasam sürekli yemek videosu izleyip kendime acı çektiriyorum. Ve hakancım aklındayım ama senden bir adım göremiyorum o kadar mail adresi koyduk söyle ne istiyosun istersen ev adresi vereyim ya kurban olsun sana.
LikeLike
Ahan da benim annem. Bir tane tarifi bile tam veremez mi bi insan? Bir de bana sinirleniyor ‘öff ne bileyim ben göz kararı koyuyorum işte’ diye. Tarifleri tam vermemek için bilerek yaptığını düşünüyorum bazen.
Aleks tam sana göre bir site, sahibi de Türkiyelilerin ölçü bilmezliğinden şikayetçi, uğraş dur tarifleriyle: http://cafefernando.com/turkce/
Ben bir de Şemsa Denizsel’in tariflerine bayılıyorum, onun da hiç boşu yok ama sen bakmasan daha iyi belki, çıldırırsın. Ne süre belli ne malzemeler. Bazen yarı yolda değiştiyor hatta tarifi 🙂 Ama çok güzel oluyor.
Bak bu da benim çok saçma ama 9gag’den öğrendiğim tarif. Aşırı bir olayı yok ama çok lezzetli oluyor: https://9gag.com/gag/aQR5068
Neyse daha da yazarım ama yeter. Bu arada o kadar dikkat, özen bir lüks aslında. İşten gelip 2 çocukla yemek yaparken göz kararı bile değil el yordamıyla yapılıyor bazen. Ellerini iki yana açan emoji.
LikeLike
Nasılsınız? 41. Bölümden beri görüşemiyoruz. Bu reçete ve tarif mevzusu üzerine şunu söyleyebilirim. Modern tıbbın tam anlamıyla gelişimine kadar, yemek kitapları reçete görevi görecek şekilde yazılıyordu. Yani belli bir yemek için sadece tarif değil aynı zamanda hangi rahatsızlığa iyi geldiği de belirtiliyordu. Örneğin kişniş ve marul yaprağı ile yapılan tavuk çorbası melankoli ve bazı sinir hastalıklarına iyi gelirken; durak otu ile pişirilen susuz engerek yılanının çorbası cüzzam hastalığı için bir reçeteydi. Balla ve badem yağıyla yapılan erişte çorbası akciğerlere şifaydı. osmanlı mutfağında tatlılar bile olumlu etkileri göz önüne alınarak tarif edilirdi. Mesela sütlaç afrodizyak etkilidir, bal helvası ise akciğerlere iyi gelir, fazlası dalağı kötü etkiler.
Bunları kocakarı ilaçları olarak nitelendirmemek gerekir çünkü bunlar ne cinci hocaların tarifleri gibi uçuk ne de başımıza büyük bela olmuş olan geleneksel çin tıbbındaki vahşi hayvan fantezileri gibi zalimcedir.
LikeLike
ulan hakan yuh diyorum sana ya!
soğan pembeleşinceye kadar dersin bilmez “bir taşım kaynatıyorsun” dersin bilmez. aq sen ne biliyorsun ya?
kim ekmek veriyor sana? :)) hiç bizden biri değilsin!
ayrıca aleks dediklerine katılıyorum. o “din dan don” müziği duyunca yemek yapasım kaçıyor.
LikeLike
Yemek yapmak dünyayı kötüye götürüyor! Ben erasmustayken yemek yapma gereği duymuştum sadece, normalde ailemle yaşıyorum ve annem sağ olsun yapıyor yiyoruz. Erasmusta her gün sade makarna ve et pişiriyordum kısa sürdüğü için, bir gün hintli oda arkadaşım bir insan her gün nasıl aynı şeyi yiyebilir, yöresel yemekleriniz hiç mi yok diye sorunca ben de içerledim ve taze fasulye yapmaya karar verdim. O kadar fazla vaktimi aldı ve bir o kadar tadı kötü oldu ki; epey sinirlendim ve makarna etten devam ettim. Hele bulaşık yıkaması yok mu aşırı berbat bir şey. Para olsa da dışardan söylesem sürekli. Sözün özü, nasıl vaktin yetiyor alex? Hem çalışıyorsun hem de yemek mi yapıyorsun? üstüne üstlük ben öğrenciyken ve hiç bir şey için vakit bulamazken. Annem olmasaydı galiba bayağı zayıf bi adam olurdum ve neden bu kadar acıktığımı sorgulardım.
LikeLike
Aleks bir anket yapsan bu bölümden sonra psikiyatriye görünmen gerektiğini düşünenler %60’tan fazla çıkar kesin. Bu nasıl bir hassasiyet bu nasıl bir adanmışlık valla tebrikler.. Ayrıca başkasıyla yemek yapmayı sevmemene şaşırdım, çok güzel bir couple aktivitesidir bence.
Dipnot : İngilizcede soğan pembeleşmiyor, kahverengileşiyor. Böylesi daha mantıklı gibi
LikeLike
göz kararı un koyanlar ve yemeğin tadına bakmadan tuz atanlar beni ürkütüyor
LikeLike
Youtube müzikleri gerçekten berbat, neşeli tınlamak istiyorlar ama keyif kaçırıyorlar. Bu konuda Japonya’dan bir aşçının kanalını çok seviyorum, Peaceful Cuisine ismi ve videolarının [No Music] diye etiketlenmiş versiyonlarını da yüklüyor. Bu daha yaygınlaşmalı.
Şu “yemek kaşığı” vs olayı can sıkıcı. Amerikanların teaspoon dediği şeyi bizim çay kaşığı dediğimiz şey sanıyordum ama çay için ince belli bardak kullanmıyor olduklarından olsa gerek kaşık da aynı kaşık değilmiş. Google’a yazınca 4.92892159 milliliters diye bir ölçüt veriyor, tatlı kaşığına denk herhalde. En sonunda ikea’da stam ölçü seti diye bir şey buldum, 1tsp, 1tbsp, 1ml ve 10ml diye işaretlenmiş 4 kaşığı var. Mükemmel olmamakla beraber, en azından yabancı tariflerde “Hangi kaşık” sorusuna bir yanıt oldu.
Değinmemenize şaşırdım, İngilizce yemek tarifi sitelerinde yemek tarifine gelene kadar Blog yazarının tüm yaşamını, çocukken sahip olduğu köpeği, büyük annesinin nişanını vs anlatmasına ne diyorsunuz. Beni deli ediyor. Bunun için Chrome eklentisi buldum bu kısımları bloklayıp doğrudan tarifi yukarı çeken. Buralarda da moda olmasa bari.
LikeLike
Aleks, yemek tariflerine karşı tutumun,mutfak konusunda henüz eşiği atlamamis olduğunu gösterdi, olsun. Zaman tanı kendine.
Su bardağı, çay kaşığı gibi mutfak aletleri ile verilen ölçüler, uluslararası hacim ölçüleridir. Silme, tepeleme de keza öyle. Gramı gramina ölçüye ihtiyacin sadece bazi “recete”lerde ihtiyacin olur, onlar da gram kacirsan tutmayacak ozel tariflerdir. Bu nedenle reçete dedim.
Haşır neşir oldukça, sen de kavrayacaksin bu durumu.
Bu arada, Suat Durmuş dedin ya, merak edip baktim, midem bulandi. Kötü seks yapıyor adam yemekle.
Bir tane hesap adi bırakıyorum buraya, tertemiz tarifler için: osmanskost
Bir de, yemek/kokteyl tarifi verirken pornografi ifadeler kullanan bir gerzo var, hakan eğlenir diye düşünüyorum: Bülent Akkızoğlu
Afiyetle kalın.
LikeLike
Aleks cok hakli!türkiyede insanların evinde mutfak tartısı olmadıgı icin tariflerde de saçma sapan bardak, kaşık ölcüsü kullanılıyor. Özellikle kek, pasta gibi gramın dahi kıvamı tamamen degistirdigi yiyeceklerde bardakla ölcü verilmesini anlamıyorum.
Bir de deginmediginiz bir konu türklerin eti, makarnayi “overovercook” yapmasi. Daha da kötüsü makarnayi soguk suyla yikamak ?! Türkler sadece türk yemeklerini yapsin lütfen.
LikeLike
ya programı dinledikten sonra daha fazla dikkatimi çekmeye başaldı tarifler ve verilen ölçüler. Son gördüğüm şeye inanamazsınız ! ben de inanamadım ve “nee???” diye kaldım. tarifte baharatların ölçüsünü verirken şöyle yazmış “bir bıçak ucu pulbiber” , “bir bıçak ucu karabiber” !!!!!! keşke görselde koyabilseydik yorumlara. Hakancığım nasıl besleniyorsun merak konusu oldu bu program sonrası belli ki yemek yapmakla ilgili tek bildiğin mutfakta yapılıyor olduğu ve çeşitli alet edevat gerektirdği :)) öpüyorum sizleri, her zaman ki gibi çok tatlıydınız
LikeLike