Haftalık bölümleri canlı ve görüntülü izlemek, ilave içeriklere ulaşabilmek ve bizi desteklemek isteyenler için: Patreon
Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:
Apple iOS, Android, Spotify
OYLAMA
Sessiz istifa “normal” mi, batı-doğu kültür farkı, Great Resignation, kolektif mücadele yerine bireysel kaçış, hizmet sektörü vs beyaz yaka, yetişkin bakımevi, yeni zengin olma yöntemleri, işverenlerin tavrı, hayattan sessiz istifa ve çok daha fazlası bu bölümümüzde.
Sevgili Aleks ve Hakan, ben de uzun süredir dinleyen ama ilk kez yorum yazanlardanım.
Bir cumartesi sabahı A101’in dilimli tam buğday ekmeği ve dilimli tost peyniri ile Sinbo tost makinemde kahvaltı hazırlayacakken her zamanki gibi podcastlere bakındım ve cuma günü işyerinde yaşadıklarımı da düşününce sizin podcastinize tıklamam uzun sürmedi.
Şöyle ki, bazen keşke sesli ya da sessiz keşke herhangi bir şekilde bazı şeylere tepki gösterebilsem diyorum. Adımdan da anlaşılacağı üzere kamudayım ve sınava çalışırken hayalini kurduğum ortam bu muydu diyorum. Bu arada Uganda’da yaşadığımı belirteyim, ne olur ne olmaz.
Yüzüne bakarak konuşabildiği tek kadının annesi ve belki karısı olduğundan emin olduğum yöneticilerim var. Zaten halihazırda kapasitemin çok çok azı işlere verildiğim için dertliyken, üstüne en kıytırık işi yapmaktan kaçan özellikle kadın çalışanlar yüzünden daha da dertliyim. Konu iş dağılımına gelince amirler kadınlara talimat veremiyorlar. Kadın kartı hemen hazır, kullanmasalar önceden kıvama getirilmiş; o da yoksa amir zaten kişilik yapısı itibariyle düşünmüyor bile iş vermeyi, daha doğrusu muhatap olmayı. Ya da “ben bir anneyim” terörü hemen baş kaldırıyor. Bu da yetmiyormuş gibi “ben anne olacağım” da eklendi. Daha ne olabilir ki derken “ben anne olamıyorum” terörü de geldi. Yani x işi benim stresimi arttırıyor, hamile kalamıyorum dendiğini düşünün. Ben en ufak hatada itin bir tarafına sokulacaksam onlar geçtim yaptırımsızlığı, üstüne çocuğu bahane edip yarım gün mesaiye taksa hiçbir sorun olmuyor. Erkeklerden de çocuğu olanların benzer durumları oluyor ama grafik bariz uçuk. Kamu olduğu için maaş adaletsizliği gibi klasik argümanlar da geçersiz takdir edersiniz ki.
Sizin verdiğiniz “pasta kesemiyorum” örneğini Trendyol’da fink atan ama konu iş yapmaya gelince bilgisayara bakıp bu telefon niye bu kadar büyük diyebilecek insanlarla yaşıyorum. Hasbelkader işi yapsalar bile öyle bi yapıyorlar ki amir günün sonunda “yav şimdi ona iş versem uğraşırım, Oğuz bizim çocuk, yapar zaten” noktasına geliyor. İşi sallamanın kadını erkeği yok biliyorum ama kendi yaşadığım durumda çoğunluk kadınlarda.
Anneliğin, olmadı kadınlığın arkasına sığınıp döndürüp dolaştırıp işleri başkalarına takmaları beni bir gün şefimin odasında Joker gibi dalıp haykırarak gülmeye itecek, ya da bir gün cihazımı kesip orta bahçedeki kedilere atacağım. Ama biliyorum ki bir şey değişmeyecek. Belki sürerler bile. Erkekler arasındaki rütbelemede de bekar olduğum için epey aşağıdayım, öyle ki alnıma “c1 hizmet binası kahpesi” etiketini bassalar sırıtmayacak.
Maaşımı halktan aldığımın ve verilen işi yapmam gerektiğinin pek tabii ki farkındayım. Ama bu salak yerine koyma ve derdimiz bahanemiz olamazmış tavırları yüzünden epeydir dişlerimi sıkarak uyandığımı sezdim. Ve buradan bir kanun değişikliği teklifi sunuyorum: tüm kadın personeller belirli periyotlarla kadın amirlerle çalışsın diyorum. Açıklama yapma gereği de duymuyorum, çünkü biliyorum ki herkes gayet iyi anladı.
Dünya nereye gidiyor dersek; geçtim sessiz istifayı, emekli gibi takılanların ve adı yönetici olan yöneticilerin arasında kalan biri olarak görüşlerimi az çok tahmin edersiniz. Siz de sessiz istifa kadınlara yarar dediğiniz için detaylıca anlattığımı düşünüyorum.
Lütfen bana kodlama öğrenip istifa etmem dışında bir şey önerin. Selamlar sevgiler.
LikeLike
🙂
LikeLike
Selamlar
Çalıştığım yerde yaptığım tam olarak da buymuş. Bölümü iki kez dinledim. İlk dinlediğimde iş yerinde yaptığım şeyin bu olduğunu bilmiyordum ta ki işten kovulana kadar. İkinci dinleyişim işten kovulduktan sonra oldu. Farkettim ki bu işin yapılış şekliyle alakalı değil tamamen sunuşla alakalı. Daha önceki bölümlerde sözü geçmişti hatırlıyorum. Bir işi yaptığınızda herkesin gözüne sokmanız gerekiyor. BAKIN BEN BUNU YAPTIM! BAKIN BU MAİLİ BEN ATTIM! BU PARMAKLAR TUŞLARA BASIYOOR HU HUU! Dümdüz işi yapmak da sessiz istifa nedenleri arasındaymış.
LikeLike
Sevgili Aleks ve Hakan sizleri hala düzenli olarak takip etsem de yorum konusunda kötü bir dinleyici olduğumun farkındayım telafi edicem. Aşk hayatınızdaki başarıları tebrik ediyorum ve bir duyuru yapmak istiyorum. Bundan tam olarak 17 ay önce bize yardım edin çığlıklarıyla beraber yapılan Güzin ablacılık bölümünde ele alınan hoşlandığım beyefendiyi, insan üstü çabalarımla en sonunda manitam yapmış bulunmaktayım. Bir tarafıma kına yakıcam feriştahım s*kildi yüz yıldır. Taktiklerinizi sırayla belirli zamanlarda uyguladım ve şaşarsınız ki işe yaradı? Darısı düğün davetiyemi size yollamaya. Sizleri seviyorum.
LikeLike
Selamlar tekrardan ❤
Sessiz istifa kısa vadede iyi gibi görünebilir ancak şu yönden dezavantajlı gibi geliyor bana. Bu ekonomik sıkıntıların, resesyonun olduğu bir dönemde şirketler küçülmeye giderse perfomansa bakılarak ilk çıkarılacaklar arasında olmak garanti. Peki ben ne mi yapıyorum? Ay sonundaki maaşımı vs düşünerek kendimi motive etmeye çalışıyorum, işleri tamamlıyorum ve kendimi ekstra bi şeyler yapmak için kendimi zorluyorum ama bu sefer de sosyal medyadan kazanılan inanılmaz paralar aklıma geliyor ve motivasyonum düşüyor. Youtube izlenmesiyle bilmem kaç milyonluk elektrikli araçlar alınıyor kafayı yicem sinirlerim bozuldu :DD Lisedeyken beyaz yakalı bi işim olsun diye hayal kurardım şimdi ise ''biz kazanmıyoruz, yaşamıyoruz'' modundayım…
Neyse ki iyi ki varsınız!
LikeLike
Sakallı bunu zaten kaç yıl önce söylemişti zaten, yeni ne var belli değil. Aslında bu saçma sözde istifa bile ne kadar yabancılaştığımızın bir kanıtı adeta.
Bu konunun şöyle bir önemli tarafı var ama bence: Günün en büyük dilimini geçirdiğimiz ve üretim yaparak kendimizi bizi aşan bir şeyin parçası hissedeceğimiz yerler hepimizin gözünde çöp olmuş durumda. Bu aslında bizim hayatımızdan gerçekten çok şey çalıyor. Gelir dağılımı eşitsizliği aşırı önemli, buna bir de o yoğun anlamsızlık eklenince gerçeklerden sanala kaçmak kaçınılmaz oluyor.
LikeLike
Selamlar,
Benim pozisyonumdaki insanlarin cogunun yaptigina inandigim/gördügüm bir durum. Cünkü yazilimcilarin egolari ile ugrasmaktansa kendimi gelistirmeye ve farkli bir pozisyona gecmeye calismak daha mantikli geliyor.
Yalniz bir seyi düzeltmek istiyorum, sessiz istifa üstüne düsen görevi yapip, daha fazlasini yapmamak degil. o isten kovulmamak icin minumum gerekeni yapmaktir.
LikeLike
Bir iş yerinde göreviniz olmayan bir işi yaparsanız, o iş zamanla göreviniz haline gelir. Bundan altı sene önce staj yaptığım büroda, ”biz bir aileyiz” zırvasıyla temizliğinden, çayına varana kadar yapar hale gelmiştik. Tabii dövüşerek ayrıldım. Sonra ne mi oldu ? Büro tamamen kapandı, batırdılar yani. Disiplin, iş bölümü ve etik kuralları cidden önemli. Bir gün patron olursam kendime not olsun bu da. (amin deyin lütfen)
LikeLike