Bölüm 219: Havalimanları

Haftalık bölümleri canlı ve görüntülü izlemek, ilave içeriklere ulaşabilmek ve bizi desteklemek isteyenler için: Patreon

Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:
Apple iOSAndroidSpotify

OYLAMA

Havalimanına erken gidip vakit geçirmek, arafta olmak, zamansızlık, yeni havalimanı yeterince büyük değil, güvenlik kontrolü, duty free’nin bozulması, kabullenilmiş sınıfsal ayrım, uğurlamalar, kavuşmalar ve çok daha fazlası bu bölümümüzde.

6 thoughts on “Bölüm 219: Havalimanları”

  1. uçmayı çok seviyorum ama havalimanları her zaman beni fazlasıyla germiştir. kuralları bir türlü anlamıyorum ve her havalimanında farklı kurallarla karşılaşıyorum. cahil radarı gibi kurallar, anlamayan gitsin öz hakiki otobüs turizme binsin der gibi. her havalimanına gittiğimde aklıma The Terminal filmi geliyor. ortam güzel ama gergin.

    Like

  2. Öncelikle, özellikle Aleks’ten cevap bekliyorum dememin tam olarak sebebi buydu! Cevap kafamı açtı. Dönünce sevgilimle devam edip edememe konusunu iyice tekrar düşüneceğim. Bu ara süreç için Hakan’ın günlük 10 adet “mastürbatif faaliyet” tavsiyesi de tek çıkış yolu gibi duruyor, teşekkürler dng podcast.

    Like

  3. İstanbul havalimanı diyerek suskunluğumu bozdurdun Aleks. Bu konuda çok yaralıyım ama uzun olacağı için yazmaktan vazgeçtim. Ben havalimanı otoparklarına değinmek istiyorum. Paralı otoparka para vermemek adına havalimanının legal olan her yerine değişik pozisyonlarda araba bırakmış biri olarak söylemeliyim ki ceza yememek imkansız. Kocaman park edilebilir levhasının altına bir gece bırakmaktan tutun beş dakikalığına kontağı kapatmaya kadar her şeyi denedim. Son deneyimimde ceza yazan görevlinin “sağ yap, düz gel.” şeklinde tarifleriyle arabayı park ettim ve ceza yazıldı. Tüm bu tecrübenin neticesinde bir daha havalimanlarında durmamaya yemin ettim. Bu saatten sonra havalimanına araba park etmemin tek geçerli nedeni içinde hakana cavity search yapmam olur. Bu olaya muayene olarak bakıyorsak elimin hafif olduğunu belirtmek isterim ama hakan isterse ağır da olabilir.

    Dip not: Orhan Pamuk’un Hakan’a benzetilmesinin üstünden iki ay geçmemişti ki Orhan Pamuk evlendi. Acilen adaşı olan Hakan Altun’a benzetilmesini talep ediyorum

    Like

  4. Hakan şu ağzını aç da konuş, bıktım artık araba sürerken Alex konuşunca sesi kısıp sen konuşunca sesi köklemekten öf be.
    Bu arada ne güzel örnekler bunlar, şimdi ismini verip de kimseyi rencide etmek istemediğim bir şehrimizin hava alanını kullanmıştım bayağı sık bir şekilde mecburi hizmetteyken. Cafemsi bir yerde oturup tost yiyip soda içmek dışında bir eğlencem yoktu. Kral TV eşliğinde tabi. Uçağa apron demeli mi bilmem o alandan yürüyerek binerdik, dolmuşa gider gibi. İlk gördüğümde şoke olmuştum. Merdivenlerde fotoğraf çektirenler yüzünden sıra olurdu. Hava alanının ilk girişinden uçağa kadar Usain Bolt 1 dakikanın altında koşardı herhalde. Ama tabi orda da 2 kontrol noktası vardı.

    Like

  5. Hakan’ın sesini duymak için kulaklığımı iç kulağa kadar soktum desem abartmış olmam sanırım. Ya Alexle beraber fısıldayın ya da biraz daha sesli konuş be canım Hakan.
    Kabin memuru olduğum için konunuz ilgimi çekti haliyle. Şimdiye kadar hatırı sayılır derecede çok havalimanı görmüşümdür ve beni en çok rahatsız eden ZEMİNİ HALI KAPLI OLAN VALİZİNİ ZORLA İTEKLEDİĞİN GELİŞMEMİŞ ÜLKE HAVALİMANLARI. Bu konuya değinip belki biraz bu tarz havalimanlarına küfür ederdiniz diye ummuştum. Ama demek ki gelişmemiş bi ülkeye seyahat etmemişsiniz. Ne tatlısınız. Onun dışında boşverin havalimanlarını beni konuk alın uçuş falan konuşalım.
    Sevgiler canım dng🫶🏻

    Like

  6. atatürk havalimanının metro katında süpermarket vardı zamanında, terminalde kol gibi para vermeden soğuk sandviç yaptırıp yiyebiliyoduk. üniversitenin ilk bikaç senesinde yazları festivallerde çalışırken grup almaya bırakmaya vs çok gidip geldim, bi keresinde festivalde beraber çalıştığım tecrübeli arkadaşlar yanlışlıkla isveçli bi death metal grubu yerine SHANTEL’i alıp yolun yarısında farkettikten sonra geri getirmişti. hatalarını farketmeyip bi kamyon kıllı bıyıklı metalciye gece headliner olarak disko disko partizani dinletseler daha da muhteşem bi hikaye çıkabilirdi ortaya.

    Like

Leave a comment