Bölüm 252: Formula 1

Haftalık bölümleri canlı ve görüntülü izlemek, ilave içeriklere ulaşabilmek ve bizi desteklemek isteyenler için: Patreon

Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:
Apple iOSAndroidSpotify

OYLAMA

Drive to Survive, güvenlik vs eğlence, F1 spor mu, pilot ne kadar önemli, Hamilton vs Verstappen vs Schumacher, Monaco ve şehir pistleri ve çok daha fazlası bu bölümümüzde.

12 thoughts on “Bölüm 252: Formula 1”

  1. Formula 1 hakkında hiçbir şey söylemeyeceğim, konuyu da isimleri de pek bilmiyorum. Sadece, bölümün başında dinleyiciler hakkında tahmin ettiğiniz şeyler -metal yorgunluğu haricinde- benim için geçerli, onu söyleyeceğim.

    Ülkede ve dünyada ortam tatsız, hiç kimse hiçbir şey için motivasyon bulamıyor, havalar çok sıcak, o yüzden bölümleri kendi hızınızda çıkarmanız çok normal ve zaten doğal da bir durum. Arada Alex’in twitter’ına giriyorum sağlığınız yerinde mi, kötü bir durum var mı diye, bakıyorum normal paylaşımlar var, hah tamam diyorum. Aynen devam, selamlar, sevgiler.

    Önce Barbie’yi mi yoksa Oppenheimer’ı mı izlediniz, onu sorayım bir de gitmeden.

    Like

  2. Hamilton nefretinde Aleks’i sonuna kadar destekliyorum ama çok kritik bir sorum var: Musk, Trudeau ve Hamilton üçlüsüyle ıssız bir adaya düşsen ilk hangisi kesip yemek istersin?

    PS. Hakan’ın bu soruya cevap vermesine gerek yok 😉

    Like

  3. formula 1 gibi bir konuyu dahi eğlenceli kılabilmek büyük başarı. şoförlerin kazandıkları mayışı onlardan alıp size paylaştırsınlar. küçükken bi kere izlemeyi denedim, rubens barrichello diye biri vardı. 5 dk sonra ‘ben araba kullanmayı bilmiyorum, heralde o yüzden sarmadı’ diyip kalktım. 33 olmak üzereyim, hala bilmiyorum, bu da benim utancım olsun.

    Like

  4. yeni bolum nasil beklenmiyor ya. siz benim kankam gibisiniz. yoklugunuz bana aci verir. birden kaybolup gitmeyin lutfen. seyrek de olsa muhakkak olun hayatimizda, bizi siz var ettiniz, bu hayata tutunmak icin size ihtiyacimiz var. siz yoksaniz cok eksigiz

    Like

  5. Bölümün başında Aleks ve Hakan’a “F1 spor değil” ve “İlk başlayan kazanıyo ağbi” yorumları için kızıp hoca hanıma yakın hissediyorken bölüm sonlarına doğru hocamızın da Köpekmilton fanı olduğu duyunca ondan da uzaklaştım… Hocam F1’e nerdeyse hiç hakim olmadığı için (DTS ile gelen her Hamiltoncı gibi.. :D) gerekli cevapları ve açıklamaları size yapamadığından tetiklenerek geçen bi 43 dakikaydı.

    Like

  6. Yüzlerce bölüm sonra farkettim ki logonuzdaki ü harfinde noktalar eksik. Whatsapp’ta ingilizce klavye kullanmak bir yana, bunu çizen arkadaş el yazısında da QWERTY mi kullanıyor?
    Şaka bir yana, seviliyorsunuz.

    Like

  7. sevgili aleks ve hakan
    Tam olarak ifade ettiğiniz gibi zaten zar zor ayda yılda bir bölüm yaptıgınız ve ben de kendi adıma bu duruma alıştıgım için neden bölüm yok serzenişinde bulunmanın hiçbi anlam ifade etmediğini anladım. Bundan dolayı da ne haliniz varsa görün. Bölüm var mı diye kontrol etmeyi bile bıraktım sadece 3-4 ayda bir bakıp toplamda yüklediğiniz 2 bölümü art arda dinleyip geçiyorum. Sizden haftalık bölüm beklemeyi bırakalı cok oldu. Sizin de bu podcasti yapmaya kerhen devam ettiğiniz hissi yeni değil. Önceden çevremdeki herkese önerirdim. Tembelliğinizden dolayı önermeyi de bıraktım. yine her şeye rağmen sizi seviyorum. Herhalde bu bölümden sonra da en az 2 ay sonra görüşmek üzere…

    Like

  8. dağınık ve tabuları yıkan bir bölüm olmuş ama gayet eğlenceliydi hakanın hocası bu bölümden sonra kesik yer diye düşünüyorum daha sık gelmesini isterim. hamilton konusunda da giydiği kıyafetlerden tutun vegan beslenmesine ve galibiyetlerini fabrikadaki emekçi kadınlara adama triplerine kadar her hareketine ayar oluyorum.

    Like

  9. Sevgili Aleks,

    Monako’ya cirkin demene cok sasirdim, dag var, deniz var, temizlik ve düzen var. Burada yasadigim (daha dogrusu burada yasacak kadar param olmadigi icin biraz disinda yasiyorum) ve ülkeyi benimsedigim icin alindim dogrusu.

    Like

  10. Öncelikle güzel ve farklı bir bölümdü. Alex’in eşinin gülüş tonundan ciddi bir sigara tiryakisi olabileceğine dair tat aldım. Günde en az 1 paket bitiren kişilerin güldüğü zaman çıkardığı tonlarda geliyordu gülme tonu. O değil de bir bölüm isteğim var. Şu site aidatlarını konuşabilir misiniz. İyice çığrından çıkmaya başladı.
    sevgiler.

    Like

  11. Selam Aleks & Hakan,

    Bir DNG klasiği olarak yorumuma şu cümleyle giriş yapmalıyım: “Sizi yıllardır dinliyorum fakat ilk defa yorum yapıyorum”.
    Bu bölümde Hakan’ın “Kaç aydır ortalıkta yokuz, yazan kaç kişi 1-2..?” demesi üzerine… Aleks’in “Yazanlar da öylesine yazıyor” demesiyle kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. Ben bizi (DNG & Common Person) birbirini çok iyi anlayan bir couple (triple daha doğru) olarak görüyordum. Fakat öyle değilmiş, yanılmışım. Artık pro-aktivite zamanı, artık kendimi ifade etmek zorundayım. Sessiz çoğunluğun canına tak etti.

    Abicim, ben gidip Aleks’e Twitter’dan ‘Abi bölüm ne zaman?’ yazmak istemiyorum. Adamın işi var gücü var, bizle mi uğraşacak? Belki o an vize işlemleri ters gitmiş, stresli bir anında ve birden telefona bakıp benim dm’imi görüp “Kim ulan bu orospu çocuğu bu saatte?” diyerek sövebilir ve insanların onu podcast creator’dan ibaret görmesinden sıkılıp, zamanla burnout olup seriyi bitirme düşüncelerine girebilir?? (Allah korusun.) Bu yüzden herkesin kişisel alanına saygı duymak lazım.
    Onun yerine haftada bir iki gün eski bölümlerinizi döndürüp duruyorum. Her seferinde de fonda Beck-Loser çalarken jeneriğinize eşlik ediyorum. (Evet, ses tonlarınızı da taklit ediyorum, çok eğlenceli oluyor.)

    Şimdi günümüze dönersek, Formula 1 ile hiç ilgilenmeme rağmen, sanıyorum damarlarınızda gezinen alkolün de etkisiyle çok eğlenceli bir bölüm olmuş. Hakan, adeta prime time’ındaydı. “Aleks’in düğünlerinden” sonra en eğlenceli bölümlerden biriydi. Ağzınıza sağlık.

    Bu arada geçen gün Serdar Kuzuloğlu’nun “Beynimin Kıvrımları” serisinden bir bölümü yeniden dinlerken canım sıkıldı, Hakan bize ne zaman Serdar Kuzuloğlu olduğunu itiraf edecek, artık sözelci olduğunu itiraf etmenin zamanı gelmedi mi Hakan?

    Sizi çok seviyoruz, uzun süreler daha podcast’e ve yaşamaya devam etmeniz dileğiyle.
    Sevgiler…

    Like

  12. Bu podcast devam etmezse hayatımın yaşanılabilecek kısımlarını yaşamışım demektir. Kendimi dng podcast ile tanımlıyorum ben.

    Like

Leave a comment