Bölüm 233: Yabancı Dil Bilmek

Haftalık bölümleri canlı ve görüntülü izlemek, ilave içeriklere ulaşabilmek ve bizi desteklemek isteyenler için: Patreon

Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:
Apple iOSAndroidSpotify

OYLAMA

Kaynaklara erişim, çeviri uygulamalarının çeviremedikleri, dilin düşünceye etkisi, yurtdışında yabancı dilde konuşmak, kelimelerin kökenleri, yabancı dil kursları ve çok daha fazlası bu bölümümüzde.

6 thoughts on “Bölüm 233: Yabancı Dil Bilmek”

  1. Erasmustayken italyan ev arkadaşım bir olay üzerine hışımla “porco dio” diye çıkışmıştı. Merakıma yenik düşüp sorunca mağrur bir ifadeyle biz italyada tanrıya hakaret ederiz demişti. Onun böyle burulduğunu görünce üzgün hissetmesine dayanamayıp “biz de ediyoruz bazı durumlarda sakin ol, mesela Türkler, kitabını veya daha da ötesi Allahını s**erim ifadesini kullanabiliyor” diyince kızcağızın yüzündeki o buruk ifade, yerini şaşkınlığa ve kendilerinden de beterini bulmanın verdiği mutluluğa dönüşmüştü. Farklı dillerdeki yaygın küfürleri öğrenmek, o kültürün düşünce yapısına dair ipuçları da verebiliyor.

    Like

  2. Tırsak biri olduğum için erasmusta hangi ülkeye gidersem gideyim her zaman biletimi aldım bir kere de kontrol edildiğini görmedim. Bir gün pragta 2 duraklık yere sürekli pahalı bir ücret ödemekten sıkılıp arkadaşımla bilet almamaya karar verdik ve metroya bindik. Daha 1 durak bile gitmeden ben iyice gerilip etrafı izlemeye soğuk soğuk terlemeye başladım. Daha sonra arkadaşıma hadi erken inip bilet alalım şu çantalı adam biletçi gibi diyerek 1 durak kala indirdim. Metronun kapısı açılır açılmaz o durakta bekleyen bir çantalı adam biletleri görebilir miyim dedi… Yüzüne karşı türkçe konuşarak ingilizce bile bilmiyormuş gibi yapsak da polis çağırmakla tehdit edip pasaportlarımızı aldı. Paramız da yoktu bankamatikten çektirip başımızda bekledi. Hiç inmesek yakalanmayacak olmamız gerçeği hala çok üzüyor.

    Like

  3. Sevgili Aleks ve Hakan,

    Sizin uzmanlığınıza danışmaya geldim.

    Ben nickimden de anlayacağınız üzere kadın bireylerle çok vakit geçirebilen biri değilim. Sevgilim yok ve uzun bir süre daha olmayacak gibi görünüyor.

    Aşırı durgun cinsel hayatım, tamamen yalnız başıma devam ediyor. Bu konuda bir bataklığa saplanmış durumdayım. Masturbasyon bağımlılığı yüzünden hayatımda birçok açıdan geriye gidiyorum. Hatta öyle ki, canım pek istemese bile tekrar tekrar yapıyorum.

    Dediğim gibi, bu konudaki engin tecrübelerinizle bu beladan nasıl kurtulacağıma dair çözüm önerilerinize ihtiyacım var, yardımcı olabilirseniz sevinirim.

    Son olarak,
    Alekscim seni gözlerinden,
    Hakancım seni her yerinden öpüyorum :*

    Like

  4. 2 hafta önce Milano’da Türk arkadaşımla gece otobüsüyle eve dönüyorduk. Gece otobüsleri de her türlü pisliğin döndüğü korkunç bir ortam olduğunu bildiğim için çantamı her zaman kapalı tutar, ekstra dikkatli davranırım. Bu son bindiğimiz gece de otobüste giderken yanımdaki arkadaşım bana dönüp ‘Bu yandaki orospu çocuğu senin çantayı elliyor, fermuarı yarım açık duruyor, sen mi açık bırakmıştın’ dedi. Ben de çaktırmadan kontrol ettim, çantamı diğer tarafa aldım. Yaklaşık 1 dakika sonra adam bize dönüp ‘Ben orospu çocuğu değilim. Ben türkçe biliyorum.’ diye bağırmaya başladı. Arkadaşım da takdir ettiğim bir hızda hiç afallamadan ‘Abicim sana demedim bir sakin ol, ben zaten senin türkçe bildiğini anladım ki, niye sana orospu çocuğu diyeyim’ tarzında kıvırma cümlelerini sıralamaya başladı. Adam sinirle sadece bu 2 cümleyi bağırarak otobüsün ilerisine doğru gitti. Biz de adama hem sövüp hem de günahını aldık diye inanılmaz bir vicdan azabıyla baş başa kaldık. 2 durak sonra otobüse bu adamla aynı tipte 5 adam daha bindi. Uzaktan gülüşüp selamlaştılar bizim adamla, gelip tam önümüzde dikilip beklemeye başladılar. O kadar emindim ki o otobüsten indiğimiz anda deliler gibi dayak yiyeceğimizden, diyorum arkadaşım 2 kişiyi alsa, ben sıyrılıp eve depar atsam, yaşama şansım yüzde kaç? Ben bu şekilde ecelimi düşünerek giderken otobüs yine bir durakta durdu. Bu bizim adam bir anda kapının önünde duran adamın elindeki telefonu kaptı, otobüsten inip koşmaya başladı. Bununla birlikte o 5 kişi de indiler. O an adamın gerçekten oç çıkmasına mı şaşırayım, canımı ve cüzdanımı kurtardığıma mı sevineyim bilemedim. Ama şunu öğrenmiş olduk ki, millete yurt dışında haldır huldur küfrederken, Türkçe bilen yabancıların da varlığını unutmamak lazımmış.

    Like

  5. dilin düşünce biçimini etkilemesi ile ilgili aklıma şöyle bir durum geldi acaba arapça gibi sağdan sola yazılan dilleri konuşan insanlar örneğin ilkokulda sayı doğrusunu sağdan sola gidildikçe artacak şekilde mi çiziyorlar ya da kronolojik bir çizelge yaptıklarında sağdan sola gidildikçe mi tarih ileriye gidiyor. kafamda hiç canlandıramıyorum böyle bir durumu

    ayrıca kobaltın dil ile ilgili tespitlerinde hep güzel bir yerden konuya girdiğini fakat sonunu kötü bağladığını düşünüyorum bunun da tespit edebildiğim en net sebebi kendisinin fransızca bilmiyor oluşu

    Like

  6. Cok guzel bir bolumdu ama alt basliklarin yeterince konusulmadigini dusunuyorum. Sevgili Hakan ın dedigi gibi devam edilmesi iyi olur, Kobalti daha cok davet edersiniz inşallah . Obur arkadas zahmet etmese de olur. Zorla gelen kisiye surekli soz vermeye calismaniz sohbeti böldü bence. Sevgili Aleksin de en sonda dediği gibi nedense ben de kırıcı bir yorum yapmış oldum ama kısa bir mesajda bu kadar oluyor. İçerik ile ilgili yorumları sonraki bölüme saklıyorum 🙂

    Like

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

%d bloggers like this: