Bölüm 36: Öğrenilmiş Romantizm

Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:

Apple iOSAndroid

OYLAMA

Zulüm 1750’lerde başladı… Tarih sahnesine hızla girerek müzik, edebiyat ve her türlü sanatsal/düşünsel alanı sarsan romantizm; insanların aşktan anladıklarını, ilişkilerin nasıl kurulması gerektiğini, birbirini seven insanların nasıl davranacağını belirledi ve bugün de belirlemeye devam ediyor. Belki de en kişisel ve doğal duygu olduğu düşünülen aşk ve sevginin nasıl yaşanacağının toplum ve kültür tarafından belirlendiği fikri birçok kişiye kabul edilebilir gelmese de, tarih bize gerçeğin bu olduğunu söylüyor. Bu anlamda tüm romantizm, hatta aşk da öğrenilmiştir diyebiliriz.

Ama bu kadar ciddiyet ve fikri çerçeve yeter. Dünya Nereye Gidiyor’un 36. bölümünde biz öğrenilmiş romantizmi içten gelmeyen, tesadüfen gerçekleşmeyen, sadece yapılması gerektiği düşünüldüğü için yapılan hareketlerle sınırlıyoruz. Herkes hayatının bir noktasında romantik filmlerden, dizilerden gördüğü bir romantik jesti taklit etmeye çalışırken yabancılaşmış veya komik duruma düşmüştür. Bir de üstüne, herkesin yaptığı şeyin aynısını yapmanın bizim ilişkimizle ne ilgisi var, mum yakmanın neresi çekici diye de sorgulamıştır. Öte yandan öğrenilmiş romantizmin iyi yanları da yok diyemeyiz. Sırf bir yerden öğrendi veya defalarca başına kakıldı diye eve giderken eşine çiçek alan biri sonuçta hem kendini hem de eşini mutlu eder. Peki bu mu daha büyük romantizmdir yoksa eşi seviyor diye televizyon izlerken meyve soyup vermesi, meyveyi soyarken de mandalinayı baş parmağına takması mı? Zor soru. Bu konudaki tüm zor soruların cevapları için 36. bölümümüzü dinleyin.

2 thoughts on “Bölüm 36: Öğrenilmiş Romantizm”

Leave a comment