Bölüm 160: Gürültü

Haftalık bölümlere ilave içeriklere ulaşabilmek ve bizi desteklemek isteyenler için: Patreon

Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:
Apple iOSAndroidSpotify

OYLAMA

Gürültünün gizli etkileri, dışarıda kulaklık takmadan video izleyenler, azgın azınlık vs sessiz çoğunluk, doğadaki gürültü, medeniyet-gürültü ilişkisi, ev aletlerinin çıkarttığı sesler, Alman emperyalizminin sessizlik takıntısı ve çok daha fazlası bu bölümümüzde.

10 thoughts on “Bölüm 160: Gürültü”

  1. Maalesef tanışmıyoruz Hakancığım. Ama çok hoş olurdu gerçekten.

    Özellikle kendi ablamdan bilirim yüksek sesle konuşmayı. Konuştuğu an tüm bina ve mahalle bizi dinliyor. Yıllardır bulamadık bir çaresini. Üstelik bunun etrafa verdiği rahatsızlığı geçtim kendi özelimizi başkasının dinlemesi aşırı rahatsız edici. Dediğiniz gibi açılan videonun sesli izlenmesi de aynı şekilde. Diğer insanların bunu bilmesi hiç mi rahatsız etmiyor acaba onları diye düşünüyorum. İnsan tarafından yapılan gürültülerin bizi bu kadar rahatsız etmesinin sebebi de bence bunu yapmamayı tercih edebilecek olmaları.

    Bir de Aleks senden harika bir siyasetçi olacağını düşünüyorum. Alttan alta fikir empoze etmekte üstüne yok. Üstüne tatlı tatlı da gülüyorsun.

    Like

  2. Selam Aleks ve Hakan. Gürültünün gizli etkilerinden pek bahsetmediniz rezil olma dışında. Bendeki tezahürü genelde öfke duygusu oluyor. Bu öfke ve gerginlik o kadar yükseliyor ki bazen ben de yeteeerrrr diye bağırarak sesimi yükseltmek suretiyle gürültü yapıyor olabilirim :)(: Ama en fena gürültü kesinlikle üst komşudan gelen ve haftalardır bitmek bilmeyen tamirat-tadilat gürültüsüdür buna bir çare bulunması lazım ne zaman biteceği belli olmayan bir işkence adeta
    Hakancığım senin konu getirmeni özledik, öpüyorum

    Like

  3. İyi günler, Aleks ve Hakan. Azeriyim ve Azerbaycandan sizi sevgiyle dinliyorum. Her bölümünüz muhteşem ve farklı yönlerden anlatmalarınız süper. 6 ay falandır sizi keşfettiğim, bu sebepten son bölümlerle paralel yeni bölümler gelene kadar eski ve dinlemediğim bölümleri dinliyorum. Hepsini dinledikten sonra patreona geçeceğim (Aleks için patreon-u reklam etmesi için güzel fırsat) :))
    Mevzuya gelince, gürültü büyük bir problem benim için. Gece saatin sesi falan değil de, mesela karantina vardı 6 ay burada, üst komşum ev tamiri yapıyordu, direlin sesinden (direl sanırım sizde de direl söyleniyo değilmi? böyle duvar deşici alet)) evde rahat yoktu. Ve ya arabalardakı kekoların son ses müzik çalması falan da sinirbozucu şeylerden. sanki böyle yapınca kızlar “müziği son sesmi yaptın? hadi gel beni sik” diyor)
    Her neyse, gürültü dünyayı kötüye götürüyor)
    Ha bir de, 2 hafta oldu işten ayrılalı, şirketin boss-u tam bir piçdi, sizi dinlediğini sanmıyorum ama dinliyosa onun taa amk) işin kötü yanı işten ayrıldığımı ebeveynlere söylemedim, zaten evden çalışıyoduk şimdi de her gün pc-yi aktif edip evden çalışıyormuş gibi rol yapıyorum) yaşım 25+ yani ebeveyn baskısı falan değil de, yaşlı insanlar kendisi extra problem gibi düşünmesinler diye yeni iş bulana kadar böyle yapıcam gibi gözüküyo) ama zaten internetden küçük işlerim oluyo gelirim var yani hem de işteki maaşın 4-5 misli kadar. ama işte toplumumuz 9-6 işlemeyenlere, evde çalışanlara işsiz gibi baktığı ve sosial statü olmadığı için mecbur standart bir ofis işi bulmam gerekiyor.
    bir bankada kredi sektöründeydim, müşteriyle işlemekten gına gelmiştim zaten karantinayla da maaşları 50% kestiler, üstüne üstlük bizim boss sürekli kötü davranışlar, sert disiplin havası falan yaptı, senin işini de maaşını da sikeyim diyip istifa ettim, tabii hoşnut olmadı o isterdi ki kalıyım ve köle gibi çalıştırsın, hangi maaşlamı? şimdiki aldığım para 250 dolardı takribi.
    Buraya kadar sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim, hepinize sevgiler hürmetler, Hakan ve Aleks, mükemmel ikilisiniz. Böyle devam)

    Like

  4. Iyy benim kocam böyle. Minibüste, vapurda, kafede her yerde sesli bir şeyler izliyor. Sürekli uyarıp kapattırıyorum hemen ama ben yanında değilken o da nefret ettiğim insan grubuna dahil oluyor demek ki. Ay ben tanıdığımda böyle kolay değildi bu işler, nerden bilirdim içinde bir keko yattığını. Evde bile deli ediyor beni. Uzanıyor kanepeye, komik video açıp onu izlemeye başlıyor (bizim dünyamızda kocamdan dolayı ve ondan öğrendiğim komik video diye bir gerçek var, herkesin hayatında da varsa bunu konu edebilirsiniz belki bir gün, dünyayı köpkötüye götürüyor kesinlikle), ben uyarana kadar da kulaklık takmıyor veya kapatmıyor. Ve bu yıllardır birkaç akşamda bir böyle. Merak ediyoruz ya o insanların (varsa) düşüncelerini, mesela öğrenmeye bile kapalılar, biliyorsun değil mi isyan edeceğimi, yok, sıfırdan alıyoruz sürekli. Kafasız öğrenciler gibiler.
    Kendisi de asla rahatsız olmaz öyle seslerden, klasik işte, onun gibi olup milleti deli etmek daha avantajlı. Lanet gessin böyle dünyaya.
    İnşalla kızımız da ona benzemez onu örnek alıp 😦

    Like

  5. bende çok takığım gürültüye hatta toplu taşıma kulaklığım dan çok ses çıkıyor mu diye kontrol ederim, son çare olmadıkça kornaya basmam, toplu yerlerde yüksek sesle konuşan yada bir şeyler izleyen olursa imalı bakışlar atarım

    Konu önerisi: Kıskanç, çekemeyen insanlar

    İyiye götürür diyenler olacağını da düşündüğüm için tartışmalı bir konu gibi çünkü onların iğneleyici tavrı sayesinde kendimizi geliştirme yoluna gideriz.

    Like

  6. durun durun esas şunu söylemeyi unutmuşum! video izlerken araya giren, video sesinden 5 kat yüksek sesle ve olur olmaz yerde başlayan REKLAMLAR!!! En tahammül edemediğim ses bu, evet. bu benim gibi fakirlerin problemi de olabilir evet haklısınız

    Like

  7. Merhaba, Hakan’ın bu iddia oyununu çok sevdim. Artık sizi mektup arkadaşı gibi hissediyorum, yazıyorum ve bir hafta cevap bekliyorum. Hakancım yine yanıldın. Anne babamı geçtim, sülalemde mimar yok. Bu arada Aleks sana kırgınım. Sen ki benim favori insanlarımdan birisin (Hakancım sen de öyle), burda sizlerle arkadaş olmaya çalışıyorum sen ise benim yorumumu eksik okuyorsun. Yazmayacaktım ama Hakan’a cevap vermek için yazdım.

    Like

  8. ilk defa aleks ile aynı fikirdeyim, gürültünün kendisinden daha çok onu çıkaranların kendinde çıkarma hakkı görmesi beni aşırı sinirlendiriyor. deli eden bir ayrımdır bu. bir de misofonya diye bir illet var ki hakan, canım hakan, her zaman aynı fikirde olduğum balım hakan tekrar eden seslerin insan doğasına aykırılığından bahsederken buna da değinecek sandım. misofonya, bir takım seslerin sinire aşırı dokunması hatta deli etmesi olarak özetlenebilir. muzdaribim, sevgiler.

    not: alafranga tuvaletlerin klozet kapaklarına takılan naylon dönen kılıflar alaturka belasından dünyayı kurtaracak ve dünya daha iyiye gidecek buna eminim.

    Like

  9. son dakikalarda konuştuğunuz çocuk sesi ile ilgili yazmak istiyorum sevgili dng;

    günlük karantinaların uygulandığı geçen aylarda apartmanın bahçesine oyun oynamak için dadanan bir grup velet peydah oldu. ellerinde oyuncak silahlarla agızlarında allahabubebubu diye bağırmalarıyla aşağı inmem çok uzun sürmedi.

    bi tanesini tuttum iki elimle, kafası avcumun içerisini dolduracak şekilde, sonra dedim bir daha sesini duyarsam … söyle böyle yaparım.

    o çocuğun psikolojisini … me pahasına yaptım bunu sonuçtan mutluyum. sıfır gürültü.

    Like

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

%d bloggers like this: