Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:
Apple iOS, Android
OYLAMA
1 haftalık aranın ardından gelen 61. bölümümüzün ilk kısmında işini severek yapanları, fazla ciddiye alanları, olduğunun ve hak ettiğinin üzerinde değer atfedenleri eleştiriyorum. Bu kişiler maalesef gönüllü kölelik yaparak çıtayı yükseltiyor ve biz normal insanların haklarını da tehlikeye atıyor. Programın ikinci kısmında hayvanları evcilleştirmek ve evde hayvan beslemenin onların doğasına ne kadar uygun olduğunu ve hayatlarını ne yönde etkilediğini tartışıyoruz. İyi dinlemeler.
Alex bence işini sevmemenin asıl sebebi işvereninin seni kullandığını düşünmen. İşverenin ise şirketi için uğraşıyor. Sen haksız değilsin ama bu sistemdeki diğer elemanların da kendi amaçları uğrunda haklı olduğunu unutmamalısın.Her sistem de olduğu gibi iş hayatında da bir kast sistemi var.senin bulunduğun durumu sorgulayan bir köleden farkın yok. bu kast sisteminin özelliği paran varsa kademe atlayıp şirket kurabiliyorsun yani işçi sınıfında yeteri kadar kalırsan bir gün sende işveren olabilirsin 😉
LikeLike
Selamlar Alex ve Hakan. Öncelikle güzel bir bölümdü. İşini sevenler ve ciddiye alanlar konusunda Alex e harfiyen katılıyorum. Resmen Alex değil de ben konuşuyordum. Özellikle emeğini ve vaktini satarak gülünç çalışma koşulları ve maaşlara çalışmamızı bekleyip bunun üzerine bizden gereksizce fazla güleryüz, sevecenlik, itaatkarlık, çalışkanlık vs beklemeleri tamamen yüzsüzlük bence. Ve değindiğiniz gibi aslında bunların yalan duygular olduğunun da herkes farkında. Öyleyse bu saçma sistem neden böyle sağlam bir şekilde çalışmaya devam ediyor ben anlam veremiyorum. Ya siz?
Evcil hayvan konusuna gelirsek, hayvanların doğal yaşam alanlarına ve haklarına saygı duysaydık genelde evlerde yapamadıkları gibi istedikleri zaman istedikleri gibi koşup sıçıp işeyip kırıp döküp oyun oynayabildikleri veya eşlerini özgürce seçebildikleri bir ortamda olmaları böylelikle geleceğe doğal seçilimle daha sağlıklı ve mutlu nesillerin aktarılması hayvanlar açısından daha iyi olmaz mıydı? Ama farklı bir yönden bakarsak zayıf bir sokak köpeğini evinize alıp beslerseniz tabii ki köpeğin yaşam standartlarını, en azından yemek standardını yüksetmiş olursunuz. Bence en başından hayvanları tamamen kendi hallerine bırakıp beşeri müdahale yapmamak onlar için en hayırlısı olurdu. Son olarak hayvanlara ister istemez insan özellikleri atfederiz bence. Sözlü olarak dile getirmesek bile. Örneğin sevimli bir insanı mı öldürmek daha zordur yoksa sevimli bir şempanze ya da köpeği mi? Çizgiyi biraz daha netleştirelim peki aynı şekil bir insan mı yoksa bir sincap mı? Bir insan mı yoksa bir kertenkele mi dediğimizde cevap daha da netleşir. Ama neden ki sincap yeterince insan gibi bağırıp iki çocuğum var yapma diye ağlayıp yanağından yaşlar süzdüremediğinden mi? Kertenkeleyi söylemiyorum bile. İnsanın doğasında kendisine benzeyen ve kendisine benzer duygular sergileyen canlılara daha yakın olma duygusu var ve bu da insanların hayvanlara istemsizce bazen saçma da olsa insan duyguları atfetmesine sebep oluyor.
LikeLike
Ben bir lise son sinif ogrencisi olarak universite bolumu secme konusunda cok heyecanli buyuk umutlarla dolu gelecegini belirlemeye calisan en buyuk korkusu beyaz yakali olmak olan biriyim gozumu cok korkuttunuz meslek hayatiyla ilgili
Cevremden hep sevecegin meslegi sec klisesini duyuyorum ve ilgilendigim alanlar var gercekten
Yani hic sansim yok demeye getirdiniz neredeyse
Mutlu olamayacagimi anladim ve emekliligi beklemeye basladim gozumu actiginiz icin tesekkur ediyorum sizi opuyorum
LikeLike
Aleks öncelikle geçen bölüm sanırım hastaydın sesinden belli oluyodu geçmiş olsun demek istiyorum. Hakanla hayvanların duygusu olup olmadığı konusunda zıt düştünüz. Tam da bu noktada yaşadığım bir olayı dile getirmek istedim. Köpeğimle dostluk bağımız çok iyidir, çok iyi anlaşırız. Hiçbir zaman sevgimi eksik etmedim. Geçenlerde arkadaşımın aynı familyadan olan köpeği ile aynı evde bulundular. Sabahlara kadar seviştiler. Yüzüme bile bakmadı. Bir ara odadan çıktılar dolandılar yanımızdan geçtiler, seslendim falan hiç oralı değildi vefasız. Canı sıkılınca yanımda zıplayıp hoplayıp ilgi isteyen beyfendiye bakın hele bir 🙂 Şimdi size soruyorum; sizce bu en iyi arkadaşının bir kız için babamı bile satarım diyerek size hiç yokmuşsunuz gibi davranması gibi birşey değil de nedir ? Nerde kaldı dostluk duygusu :))
LikeLike
Aleks’in iş ile ilgili dusuncelerinde en cok katıldığım baska meslek grubunun yaninda kendi mesleğine laf yapamazsin durumu. Yahu istediğim gibi yaparim herkes mesleginin mukemmel olmadiginin farkinda degil mi yani.Sacma gunler icat edip sevgi yumağı şeklinde davranmalarinada anlam veremiyorum.Hakan’a bu hafta çok katıldım.Tek fark baliklarinda dugulari varmis oyle diyorlar. Hayvanlarla yapılan araştırmalar çok ilginç insanlarla ayni duygusal stresi yaşıyorlarmis. Çocukları öldüğünde ya da çocuklarinin kaybolduğunu düşündüğünde ayni stres hormonlarini salgiliyorlar. Dahasi insanlar duygusal anlamda sanildigindan daha çok hayvanlara benziyor :))
LikeLike
Karl Marx kredi çek bana ver dese yaparım yani o kadar güvenirim kendisine
LikeLike