Bölüm 87: Taraftarlık


Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:
Apple iOSAndroidSpotify

OYLAMA

Taraftarlığın psikolojisi, sorumsuzca ve seçmeden takım tutmak, kötücül duyguları spor aracılığıyla yaşamak, ünlü fanları, günlük hayat ayrımlarında taraf tutanlar, babayla maç izlemek ve çok daha fazlası bu bölümümüzde!

4 thoughts on “Bölüm 87: Taraftarlık”

  1. Bence şuan her şeyin taraftarı insanlar. Sonuna kadar savunuyor sevdiğini. Mesela avakado,chia,kinoa taraftarlarıyla karşılaşıyorum çok ilginçler. Ne olduklarınıda pek bilmiyorlar bir de. Kulaktan duyma taraftarlık. Eskiden futbol taraftarlığı tamamen itici gelirken şuan diğerlerini gördükçe sempatik bile gelmeye başladı açıkçası.Hiçbir şeye karşı tam bağımlılık ve savunuculuğum yok bu yüzden tam anlamıyla anlayamam taraftarlığı ama Hakan’ın söylediği gibi eğer mantık çerçevesinde olursa iyiye götürüyor.

    Like

  2. Merhaba,
    Nihayet ilk kez programı güncelliğini yitirmeden dinleyip oy kullandım ve ilk kez yorumumu paylaşmaya hazırlanırken server hatası sebebiyle yazı kayboldu. Sinir oldum. Neyse, kısaltarak yazacağım tekrar.
    Rasyonel kararlar vermek gereken durumlarda taraftar olmanın dünyayı kötüye götürdüğünü ama duygusal bir tercih olarak aldığım sporda taraftar olmanın bu noktada ayrı tutulması gerektiğini düşünüyorum.
    10 yıldan fazla bir zaman sonra 2-3 yıl önce BJK sayesinde futbola tekrar ilgi duydum ve babam ile kardeşimin de etkisiyle takımı tutmaya karar verdim. Öncesinde özellikle futbolda taraftar olmayı lümpenlik olarak görürken, etrafımda hiç de öyle olmayan insanların futbola ilgi duyuyor olması da fikrimi değiştiren başka bir unsur oldu. Şimdi BJK kazanınca seviniyorum, kaybedince üzülüyorum ve bu benim dışımda kimsenin günlük hayatını etkilemiyor. Ev dışında pek spor, futbol konuşmuyorum, kimseye durduğum yerden sallamıyor, küfür etmiyorum vs. 90 dakika dışında kendimi kimsenin karşısında konumlandırmıyorum. Programda saydığınız taraftar olma sebeplerinin çoğuna katılıyorum. Ancak, sorulması gereken hesaplar olsa da bir kişinin sadece taraftarı olduğu takım yüzünden çektiği üzüntüden zevk almanızı, o hesabın hıncını bir şekilde o bireyden alıyor olmanızı anlamlı bulmadım. Nerede fairplay?
    Türkiye’de futbol sektöründe yaşanan sorunlar taraftar olmamayı gerektirmiyor. Taraftar olup mevcut saçmalıklara karşı ses çıkarmak da gayet doğru bir tavır.
    Taraftar olmak ile fanatik olmayı ayırmak gerektiğini düşünüyorum. Bir yerde bir yanlış, doğru olmayan bir şey varsa ona karşı çıkmak gerek. Bu bağlamda eskiden taraftarı olduğum GS yerine BJK’yi seçtim çünkü Fatih Terim ahlaksızlığının egemen olduğu bir yapı ile paylaşabileceğim bir ortaklık görmedim. Yarın öbür gün, olmaz ama, benzer durumlar BJK’de gerçekleşirse, takımla arama mesafe koyarım (ama takım değiştirmem. Bana göre doğru olan için bir şekilde çaba harcarım.)

    Like

Leave a comment