Bölüm 109: Spor Programları, Tasarım Ürünler


Haftalık bölümlere ilave içeriklere ulaşabilmek ve bizi desteklemek isteyenler için: Patreon

Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:
Apple iOSAndroidSpotify

OYLAMA

İzlanda olayları, futbol programları asla sadece futbol programı değildir, sporda insan faktörü ve hikayeler, düşünceni yorumcudan duymak, şirinlik için fonksiyondan vazgeçmek, evdeki eşyalara alışmak, İskandinav tarzının yükselişi ve çok daha fazlası bu bölümümüzde.

12 thoughts on “Bölüm 109: Spor Programları, Tasarım Ürünler”

  1. Bu bölüme kadar hep söylemek istemiştim buraya denk geldi
    Aleks in sesi Eurosport da ki spikerlerin sesiyle aynı. “ler”dedim çünkü hepsinin sesi aynı bilardo, tenis,snowboard,okçuluk,Formula 1 bile bilumum spor yarışını Aleks sunuyor gibi ve bunu teyit etmek için yakınımdakileri tv’yi açtırıp aynı anda da podcasti dinlettiriyorum.bakın paranoyak oldum galiba patreon ne kadardı?

    Like

  2. Günde iki kez, ev-iş arasında sizi dinliyorum ama ev-iş arası 15 dakika ve güncelinizi yakalamak amacıyla dinlemeye başladıktan 2-3 gün sonra x2 hızda dinledim (milenyal değilim). Baya güzel aktı ancak dün ilk kez normal hızda dinlemeyi denedim ve x2’li günlerim için bir damla gözyaşı döktüm ama çok da üzülmedim. Aleks geçen gün iş yerinde senin bacağının düzelip düzelmediğini sorgularken buldum kendimi ama bu bölüm Patreon’da yemek yaptık demişsin. Ben x2’de bir şeyler mi kaçırdım acaba?

    Like

  3. Her şeyin sadece bir fonksiyonu olduğu için bulunduğu bir öğrenci evinde,insan hakikaten göze hoş gelen bir şeyler arıyor. O saçma gelen sarkık avize ya da birbiriyle uyumlu “şirin” kahve fincanları bile çekici ve aranılan birer obje haline dönüşüyor. Bu konuda Hakan’a katılmadan edemeyeceğim.

    Spor programlarının ise (özellikle Beyaz Futbol’un) dünyayı iyiye götürdüğünü düşünüyorum. Sinan Engin’in “izleme dana” diye bağırmadığı ya da ROK’un Abdülkerim Durmaz’a zorla acılı adana yedirmediği bir dünya çok daha kötü bir yer olabilirdi.

    Like

  4. Tasarım ürünlerin dünyayı kötüye götürmesine en güzel örnek “dog breeding” denen pis aktivite olabilir. Daha şirin gözükmesi için fonksiyonunu kaybeden CANLILARDAN söz ediyorum burada. Örneğin Pug türü bunun için en güzel örnek olabilir: O basık ve minik siyah yüzü, katlanmış alnı, küçücük burunlarıyla adeta bir şirinlik abidesidir öpmelere doyamazsın; ama yüzleri ve burunları yüzünden doğuştan sorunludur, ömürleri boyunca solunum sıkıntısı çekerler. Öğle sıcağında yürüyüşe çıkartsan hemen orada ölme ihtimali bile vardır yani. Sırf daha şirin gözükmesi için başka bir canlının genlerine müdahale etme hakkını kim verdi bize?

    Like

  5. Tasarım ürünler insanı çok zor duruma sokuyor mesela misafirliğe gittiğimde kahve ikramında farklı desenli değişik küçük kulplu fincanlarla ikram ediyorlar ama ben o fincanları bir yarmagül edasıyla tutmak zorunda kalıyorum ve o desenli peçeteler kullanmaya kıyamıyorum kullanmaya kıysam bile normal peçete işlevini göremiyor o yüzden istemsiz bir şekilde desenli peçete koleksiyonum var

    Like

  6. Merhabalar, bu bölümü dinlemeye başladıktan sonra patreona video yüklediğinizi öğrendim ve podcasti yarıda bırakıp videoya geçtim sonra yine podcaste geçtim, ne videoyu sonuna kadar izleyebildim ne podcasti bitirebildim çünkü hayalimde canlandırdığım Aleks ve Hakan birdenbire yok oldu… Videodakilerin siz olduğuna hala inanmıyorum, Aleksin gözleri bağlanınca biraz Aleks gibi oldu ama Hakan hiçbir şekilde zihnimde oturmuyor. Lütfen dublaj yaptığınıza ve o videodakilerin siz olmadığına dair bir açıklama yapın da yaşadığım bu zihinsel karmaşa son bulsun… Bu şekilde dinlemeye ne kadar devam edebilirim bilmiyorum. 😦

    Like

  7. Patreon destekçiniz olarak yüklediğiniz videoyu izledim az önce. Yıllar içinde sesleriniz üzerinden Zihnimde yaratttığım hayali görsellerinizin hiç bir benzerliği olmaması ben de bir taraftan bu konuda ne kadar yeteneksiz olduğumu diğer taraftan da ses tonu gibi son derece basit bir done ile insanın nasıl önyargılı davranabileceğini düşündürttü. Yayınladığımız Videonuz ile de kendimizi değerlendirmemizi ve ön yargılarımızdan kurtulmamıza yardımcı olarak DNG’nin ülkemiz için ne kadar kıymetli olduğunu ortaya koyduğunuz. 😀 Teşekkür ederiz.

    * Merak edilirse diye açıkcası Hakan’ı saçı sakalı karışmış “yarım dünya” biri olarak; Alex’i ise sahra altı Afrika’sı vatandaşı bir deri bir kemik olarak görselleştirdiğimi itiraf etmem gerek. Yanılmak hiç bu kadar güzel olmamıştı 😀

    Like

  8. Açılın ben veganım! Bölümde lafı edilen veganlığın küçük bir bölümü hakkında bir iki laf edeceğim.

    Hakan’ın bahsettiği insan ve hayvan arasındaki mutual ortakyaşamlılık eğer köylerde ve küçük çiftliklerdeki gibi; hayvanın süt-yumurta verip karşılığında yem ve barınacak yer kazandığı, gündüz olunca da nispeten özgür bir şekilde doğal ortamında yaşadığı şekilde olsa idi veganların buna pek bir itirazı olmazdı. Evet o durumda da az da olsa keyfiyet uğruna özgürlüğünden alıkonulma vaziyeti var ama hayat o kadar da steril bir mefhum değil. Ara sıra çıkıp: “yumurta yemek hayvanın kadınlığının sömürüsüdür, süt içmek analığının emcüklenmesidir.” deyip konuyu bağlamından uzaklaştıranları önemsemeyin lütfen, zira üzerinde durmamız gereken veganlar değin veganlık olmalı.

    peki veganlar günümüzdeki duruma neden itiraz halinde? çünkü yukarıda bahsettiğim eski hayvancılık modeli, 7 milyar insana ve birçok Suriyeliye et-süt-yumurta ve hayvansal ürün tedarik etmek için sanayileşmiş ve koca bir endüstriye dönüşmüş durumda. bu endüstride hayvanlar doğuyor, hayatlarının her saniyesini işkence içerisinde geçiriyor, görevlerini tamamladıktan sonra kısa bir süre içerisinde vahşice öldürülüyorlar. bu süreci bilmediğiniz için eti, süt ve yumurtadan ayırabilirsiniz fakat süt ve yumurtada durum, “bunları yapacağımıza öldürelim hayvanı” diyecek kadar kötü halde. bu yıllardır devam eden işkence ve ölüm düzenini bitirmek için elimizdeki tek silah, hiç ihtiyacımız olmayan bu hayvansal ürün tüketimini durdurmak; “daha iyi sömürebiliriz yauv ehi ehi” demek değil maalesef. merak edenler için, günümüzde insan ile hayvan arasındaki ilişkiyi ve tüm bu anlattıklarımı çok daha geniş bir şekilde anlatan dünyaca ünlü “earthlings” belgeselinin türkçe altyazılı youtube linkini de buraya bırakayım: https://www.youtube.com/watch?v=giHWqogLzlQ
    arzu edenler youtube’da aratarak da kolayca bulabilir.

    ayrıca, birkaç bölüm önce aleks’in “neden erkekler hakkında şaka yapıyorsun da, diğerleri hakkında yapmıyorsun?” sorusuna verdiği; kalbimizi yumuşatan, adeta içimize sımsıcak duygular fışkırtan “yahu onlar zaten zor durumda, benim şakalarım onları daha zor duruma sokabilir” şeklindeki düşünceliliği, bu bölümde çok daha zor durumdaki hayvanlar için gözetmemesinin sebebini öğrenmek isterim. peşinen söyleyeyim, “yav onlar üzülmüyor, yav onlar mutlu olmuyor, yav onlar acı çekmiyor” şeklindeki sağduyuya uymayan orta çağ fikirlerini affınıza sığınarak kabul etmeyeceğim. iyi yayınlar.

    Like

    1. Spor programı olarak sadece futbol konuşulması ve futbol programı olarakda futbol dışında herşeyin konuşulması dünyayı kötüye götürüyor.
      Video biraz uzun olmuş ama izlerken eğlendik yer yer kahkahalar attık.İlk deneme için kötü değildi.Süreyi kısaltıp daha kaliteli çekimleri bekleriz zamanla 💪
      Dinleyiciler için podcast.Patreoncular için arada bir video derim şahsen 😊
      Bir sonraki belki kokteyl videosu olur önümüz yaz 🍹

      Like

  9. I have noticed you don’t monetize dunyanereyegidiyor.com, don’t waste your traffic, you can earn additional bucks every month with new monetization method.
    This is the best adsense alternative for any type of website (they approve all websites), for more
    details simply search in gooogle: murgrabia’s tools

    Like

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

%d bloggers like this: