Haftalık bölümlere ilave içeriklere ulaşabilmek ve bizi desteklemek isteyenler için: Patreon
Dünya Nereye Gidiyor’u telefondan dinlemek ve abone olmak için:
Apple iOS, Android, Spotify
OYLAMA
Bir deney olarak Dubai, 7 yıldız fiyaskosu, otel terliği, lüks algısı ve ihtiyaçların değişmesi, lükse alışmak, ürün/hizmet farkı, lüksün rahatsız etmesi, kabus gibi bir uçuş, koronavirüsün faydaları ve çok daha fazlası bu bölümümüzde.
Nostalji bölümünde, sadece Çakır beyi ve sizi övdüğüm kısmı okuyup, geri kalanını okumamanız gerçekten çok enterasan.
LikeLike
Aleks bey bölüm boyunca gülüşünüz zengin herifler gibiydi, adaptasyon sağlanmıştır. Hakancığım sesine zeval gelmesin :*
LikeLike
Lüks bence dünyayı iyiye götürüyor ama burda da şöyle bir sorun var lüksü aşırı abartanlar. Tamam lüks içinde yaşamak güzel ama bunu gidip maddi açıdan üstün olduğunu göstermek için insanların gözüne sokmaya çalışanlar hakkında yapacak yorum dahi bulamıyorum.
LikeLike
Fakirin yüzü gülür mü, lüks falan bize fazla çok üzgünüm yorum yapamayacağım için…
LikeLike
Dolu kadehi ters tut grubunun ismi Ömer Hayyam’ın bir rubaisinden gelmektedir muhtemelen;
Tanrım; bu güzel yüze vermişsin emek,
O sümbülü koklamak, saçın’ ellemek.
Sonra da ona bakma, dersen, anlamı:
Dolu kadehi ters tut, hiç dökme demek!
LikeLike
Dubai’ye giden fakir mi? Shut up straight white man
LikeLike
Lüks yurt hayatında dünyayı kötüye götürüyor eğer kyk yurtlarından önce hiç yurt tecrübeniz olmadıysa -hatta olduysa bile- kyk yurtlarında kendinizden ve lüksünüzden ödün vermedikçe benim gibi mutlu olamıyorsunuz
LikeLike
Alekseyciğim o lüksün küçük bir kısmını evinde devam ettirmek istersen benzer terlikleri Chakra’dan temin edebilirsin. Banyodan sonra kuruyana kadar giymek evde de çok pratik oluyor ayrıca.
Lüks ve ihtiyaç kişiye ve zamana göre değişir tabi de Allah kimseyi gördüğünden geri koymasın, en önemlisi o.
LikeLike
yurtdisinda yasadigim 4 yil boyunca türkiyede orta sinif olarak ne kadar lüks icinde yasadigimizi anladim. örnek olarak, yemeksepetinin müdaili olan sitede alman döneri, hamburger ve pizzadan baska alternatifiniz yok, eve aldiginiz mobilyalari kendiniz monte etmek zorundasiniz yoksa mobilya ücreti kadar parayi vermeniz gerekecek. bunun gibi türkiyede bedavaya ya da bize göre az bir miktara aldigimiz hizmeti burada satin alamiyorum. dubai derecesinde lüks degil ama türkiyede yasarken lüks olarak görmeyip suan bana lüks gelen hayat dünyayi iyiye götürüyor.
LikeLike
ekonomik olarak alt-orta sınıftan gelmiş biri olarak bedenimin ve psikolojimin kamp ve otostopa artık katlanamamasıyla birlikte otellerde kalmaya başladığımdan beri tatil imgesi tatsızlaşmaya başladı. her ne kadar kendi kazandığım parayla otelde kalsam da sürekli bir vicdan azabı, huzursuzluk, suçluluk hissediyorum. buraya ait değilmişim, ve hatta, bu lüks koşulları hak etmiyormuşum gibi geliyor. dışardan yemek söylesem, ertesi gün halen kendi içimde yaptığım hareketi meşrulaştırmaya çalışır oluyorum. ki bahsettiğim oteller öyle ahım şahım değilken, aleks’in kaldığı gibi bi otelde kalsam herhalde dayanamaz pılımı pırtımı toplar gider parkta yatardım.
LikeLike
Günümüzde lüks kavramı çok bulanık bir tanıma sahip. Gittikçe de bulanıklaşıyor. Mesela çay bir ihtiyaç mıdır yoksa lüks müdür? Kim “Bu ay sıkışık durumdayız. Çay almayalım” diyor? 100 yıl önce araba çok lüks bir ulaşım aracı sayılırken şimdi uçaklar bile sıradanlaştı.
Lüks, kişinin durumuna göre aşırı değişebilen bir şey. Ben en son taksiye ne zaman bindiğimi hatırlamazken, her yere arabayla gittiği için otobüs kartı olmayan tanıdığım var. Diğer yanda otobüs kartına para yetiştiremeyen tanıdığım da var.
Bir de bolluktan parayı nasıl harcayacağını şaşırmış bir kitle var ki akıllara zarar. Twitter’da “Allah’ım nasip etme” adlı hesapta bolca görebilirsiniz. Lüksün sınırlarını belirlemek önemli. Mesela benim ne kadar param olursa olsun bir arabaya 100.000 eurodan fazla vermem. Benim için sınır orası.
Konuyla alakalı Beyazıt Öztürk’ün şampuan anısını bırakıp yorumumu tamamlıyorum:
LikeLike